
Tüm Bilinmeyenleriyle Göbeklitepe
2011 yılında UNESCO Dünya Mirası geçici listesine eklenen Göbeklitepe, keşfinden bu yana insanlık tarihinin yeniden sorgulanmasına neden oldu ve tüm anlayışımızı değiştirdi. Dünyanın bilinen en eski yapılar topluluğunun bulunduğu yer olan Göbeklitepe, keşfi ile beraber tüm dünyada heyecan uyandırdı ve herkesi büyüledi.
Göbeklitepe bulundurduğu özellikler dışında birçok tahmini de yanında getiriyor. Biz de bu yazımızda Göbeklitepe’ye biraz daha yakından bakacağız. Haydi başlayalım…
Göbeklitepe’nin keşfi
Şanlıurfa ilimizin sınırları içerisinde, şehrin yaklaşık 20 km kuzeydoğusunda Örencik köyü yakınlarında yer alan Göbeklitepe, 1963 yılında İstanbul ve Chicago Üniversitelerinin yaptığı yüzey araştırmaları sırasında keşfedildi. Çakmak taşı döküntüsüyle kaplı birkaç tepe dikkat çekti ancak daha fazla çalışma yapılmadı.
Ta ki 1994 yılına kadar… Heidelberg Üniversitesi’nden Klaus Schmidt tepeyi araştırmaya başladı ve arkeolojik olarak dikkat çekmesi bu zamanda yaşandı. 1995 yılından sonra ise kazı çalışmaları başladı. Senelerce süren kazı çalışmaları sonucunda bölge ve insanlık tarihi için önemli sonuçlara ulaşıldı.
Konuyla ilgili tüm merak ettiklerinize Klaus Schmidt’in yazdığı Taş Çağı Avcılarının Gizemli Kutsal Alanı Göbekli Tepe isimli kitabı okuyarak ulaşabilirsiniz.
Dünyanın en eskisi
Buluşlar Göbeklitepe’nin tarihinin, Çanak-Çömleksiz Neolitik Çağ A evresine (M.Ö. 9600), yani günümüzden yaklaşık 12 bin yıl öncesine dayandığını gösterdi. Stonehenge ve Mısır piramitlerinden binlerce yıl daha yaşlı olan Göbeklitepe’yi daha çekici kılan şey ise dünyanın en eski tapınaklarından biri olmasıydı. Bölgede tespit edilen 20 tapınak var ve sadece 6 tanesini kazıldı. Bu Göbeklitepe’yi bilinen en eski dini mekan da yapıyor.
12 bin yıl öncesine dayanan bu tarih, Göbeklitepe’yi medeniyet öncesi olarak kabul edilen bir zaman dilimine yerleştiriyor. Son buzul çağının sona erdiği sıralarda inşa edilen bölge, gizemli bir biçimde terk edilmeden önce yaklaşık 3 bin yıl boyunca aktif bir uygarlık olmaya devam etmiş.
Zamanın ilerisinde bir mimari
Göbeklitepe’nin çok eski olması, tek önemli şey değil. Pek çok tapınağın yapımında görülen yetenekli mimari üslup ciddi anlamda etkileyici. Bununla birlikte, sitenin yaşı ve inşaat kalitesinin birleşimi, onu arkeolojik dünya için sarsıcı bir keşif haline getiriyor.
Göbeklitepe’de görülen işçilik, zamanının binlerce yıl ilerisinde ve böyle bir inşaatın mümkün olması gereken zamandan çok daha eskilere dayanıyor. Böyle bir çaba için gereken insan gücü, mühendislik ve proje yönetimi, o zamanlar insan uygarlığının nerede olduğu düşünüldüğünde, olanaksız görünüyor. Ancak Göbeklitepe’nin varlığı, arkeologları medeniyetin doğuşunu yeniden düşünmeye zorladı.
Bugüne kadar konut olabilecek bir yapıya rastlanmamış ancak çok sayıda anıtsal yapı yer alıyor. Bazıları 7 metre yüksekliğinde olan dikilitaşların şu ana kadar 300 kadarı gün yüzüne çıkarılmış.
Yapılar üzerinde en çok görülen motifler ise yabani hayvan motifleri. Bazı taşlarda ise insan vücudunu betimlediğini düşünülen el ve kol motifleri var. Yabani hayvan figürlerinden en çok görülenler ise boğa, tilki, akrep, akbaba, kedigiller, yılan, ceylan, ördek ve tuna motifleri. Bu çeşitli motifler o dönemin ve bölgenin faunası ile birleşiyor. Bu motiflerin yüksek kaliteli ve ayrıntılı olması ise ilgi çeken başka bir nokta.
Çeşitli keşifler
Küçük keşiflerin çoğunluğunu taş aletler oluşturuyor. Çakmak taşından yapılan bu aletlerin yanı sıra, az da olsa obsidiyen aletler de burada yer alıyor.
Göbeklitepe’de insan tarafından değiştirilmiş ilk tahıl ekildi. Araştırmalar, önemli bir kültür bitkisi olan buğdayın atasının bu bölgede yetiştirildiğini gösteriyor. Bunun en büyük işareti, toprakta tespit edilen yabani bir buğday türü olan siyez taneleridir. Bölgede bulunan diğer bitki kalıntıları, yabani badem ve yerfıstığı türleridir. İlk çiftçilerin bu bölgede yaşamış olabileceği tahmin ediliyor.
Ülkemizdeki bu muhteşem keşif tüm dünya tarafından heyecanla takip ediliyor. Yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktası haline gelen bölge, sadece bizim için değil tüm dünya ve insanlık tarihi için oldukça önemli bir keşif. Sümerler’den, Stonehenge’den, Piramitler’den hatta yazının keşfinden bile eski olan Göbeklitepe kesinlikle görülmesi gereken bir yer.
Eğer Göbeklitepe’yi ziyaret etmeyi planlıyorsanız Nikon D3100 Fotoğraf Makinesi yanınıza almanız gereken cihazlardan bir tanesi.