ÜST

Taş Plak Nedir? Taş Plakların Günümüzdeki Plaklara Göre Farkı Nelerdir?

Taş plak, 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında popüler olan bir ses kayıt ve çalma ortamı olarak ortaya çıkıyor. Sadece müziği değil onun yanı sıra o dönemlerde konuşmaları, şiirleri ve diğer ses kayıtlarını da taş plaklara kaydedebiliyordunuz. Yapımı oldukça zor olan ürünün üretiminde oldukça özenli bir işçilik gerekiyor. Genellikle çapları 10 cm ile 30 cm arasında değişen plakların yüzeyleri, taşın tipine düzgün ya da daha eğimli şekilde tasarlanabilir. Bu taş plaklara seslerin kaydedilmesi için de ‘gramofon’ adı verilen bir cihaz kullanılması gerekiyor.

Taş plak üzerine ses kaydedebilmek için bir el tekerleği ya da motor ile çalışabilen gramofonun üzerine plak yerleştirilir. Çalıştırıldığında iğne plak üzerinde dolaşmaya başladığında sesi okur ve hoparlöründen çalmaya başlar. Plaklar, ses dalgalarının mekanik olarak oyulması nedeniyle analog ses kaydı sağlıyor. Bu ses kayıt sistemi günümüzün dijital kayıt teknolojileri ile karşılaştırıldığında daha sınırlı bir ses kalitesine sahip olduğu açık şekilde görülüyor. Bu tür plakların en büyük sıkıntısı kayıt sürelerinin çok sınırlı olması. Bir plağın kullanılabilir ses kayıt kapasitesi yalnızca 3 ila 4 dakika kadar. Uzun süreli kompozisyon ya da eserlerin kayıtları için çok fazla plak kullanmak gerekiyor. Günümüzde kullanılan plaklar ile eski plakların yapısal olarak farklılıkları elbette bulunuyor. Yeni tip plaklara göre oldukça kırılgan ve çizilmeye daha yatkın olmaları sebebi ile saklama şartlarına ekstra dikkat emek gerekiyor. Taşıma ve saklama sırasında büyük dikkat gerektiren ürünlerin meraklısı da oldukça çok. Tarihi ve kültürel değer olması sebebi ile bazı koleksiyoncular ile müzikseverler tarafından değerli eserler olarak görülüyor.

Son yıllarda gelişen teknoloji ile beraber neredeyse tamamen dijital ortama kayan müzik dünyası sebebi ile bu eski plaklara olan ilgi büyük ölçüde azalıyor. Hala müzik keyfini plak dinleyerek çıkarmak isteyenler ise tercihini modern plaklardan (Vinil plaklar) yana kullanıyor. Saklama ve taşıma koşullarının daha elverişli olması müzikseverleri yeni tip plaklara itiyor. Tüm bunlara rağmen bu antik ses kayıtları, müziğin geçirdiği evrimi ve teknolojideki değişimi en iyi şekilde yansıttığı için müziğin tarihine bir pencere açmak isteyenler tarafından önemli bir araç olarak kullanılıyor.

İlk Ses Kaydı Yöntemi Olan Taş Plaklar Hakkında Çok Bilinmeyenler

Müziğin evrimindeki ilk kilometre taşlarından olan ve önemli bir dönüm noktası olan bu plaklar, ses kayıtlarının fiziksel olarak saklanmasının ilk örnekleri arasında yer alıyor. İlk taş plak kaydı 19. yy. sonları ve 20. yy. başlarında gerçekleşiyor. Bu plakların ilk pratik ses kaydetme yöntemlerinden biri olması, onları müzik tarihi açısından oldukça önemli hale getiriyor. İlk plaklara olan ilgi ve verilen değer, müziğin geçmişine olan hayranlığı canlı tutarken aynı zamanda teknolojinin getirdiği müzik dünyasındaki sürekli değişimi de hatırlatıyor.

İlk plaklar olarak da adlandırabileceğimiz bu antika ürünler, farklı malzemeler kullanılarak üretilebilir. Üretimde kullanılan malzemeler arasında seramik, porselen, şeffaf cam ve yoğun cam gibi çeşitler bulunuyor. Bu antik ürünler ile tam manası ile ses kaydı yapmanın avantajı yakalansa da kısa süreli olması biraz işleri zorlaştırıyor. 5 dakikayı bile bulamayan ses kayıt süresine sahip olması uzun süreli kayıt gerektiğinde çok fazla plak kullanılmasına sebep oluyor. Ses kaydetmenin ilk yöntemlerinden olan bu plaklar oldukça eskiye dayandığı için nadir ve değerli koleksiyon parçaları olarak kabul ediliyor. Günümüze ulaşan nadir parçalar koleksiyonerler tarafından yüksek ücretlere toplanıyor. Günümüz plaklarına göre daha düşük ses kalitesine sahip olur ve kırılmaya, çizilmeye daha yatkın oluyor. Ses dalgalarının fiziksel olarak plaklara oyulması yoluyla ses depolanıyor. Ve plak üzerine iğne konulduğunda kaydedilen sesler oynatılmaya başlanıyor. Plaktaki ses kalitesi de kayıt sırasındaki titiz işçiliğe bağlı olarak değişiyor.

Antika plakların üretimi neredeyse tamamı el işçiliği gerektiriyor. Özenli bir işçilik gerektiren bir süreç olduğundan ticareti yaygın olarak yapılamıyor. Eski tip plaklar genellikle özel kayıtlar ve kayıt stüdyolarında kullanılıyor. Eski tip plaklara çıktığı dönemde sadece müzik değil aynı zamanda tarihi konuşmalar, şiirler, hikayeler ve diğer gerekli sesler de kaydedilir. Tarihi ses kayıtları, müzik ve teknoloji tutkunları için önemli bir kültürel miras olarak sunuluyor. Müziğin tarihine yolculuk yapmak isteyenlerin uğrak noktalarından biri olan taş plakların meraklısı da alıcısı da bir hayli çok. En eskileri ve benzeri bulunmayan plakların yüksek fiyatlardan alıcı bulduğu biliniyor.

Taş Plakların Günümüz Plaklarından Ayrılan Özellikleri

Taş plaklar, müzik ve ses kayıtlarını saklamak için kullanılan antik bir teknoloji olarak halen kullanılıyor. Bu plaklar, genellikle şeffaf ve dayanıklı bir taş malzeme üzerine oyulmuş olup, ses dalgalarını mekanik olarak depolar ve oynatır. Taş plaklar, tarihsel açıdan oldukça önemli bir rol oynamıştır ve günümüz plaklarından farklı birçok özellik taşır. Taş plakların günümüz plaklarından farkları şöyle sıralanabilir:

Malzeme: Günümüzdeki plaklar genellikle Vinil (polivinil klorür) ya da diğer sentetik malzemelerden yapılırken, taş plaklar doğal taş malzemeden yani seramik, porselen ve cam gibi malzemelerden üretiliyor.

Ses Kalitesi: Kayıtları, ses dalgalarını oyarak sakladığından, günümüz plaklarından daha farklı bir ses kalitesi sunar. Bazı müzikseverler, eski tip plakların sıcak ve doğal sesini günümüz dijital kayıtlarından daha üstün bulur. Bu da antika plakların daha değerli bir ürün olmasını sağlıyor. Az sayıda üretiliyor olması da ürünlerin değerini artıran diğer etken.

Üretim ve Kullanım: Sadece el işçiliği ile üretilen ürünler oldukça zaman alıcı bir süreç gerektiriyor. Bu nedenle, kitleler tarafından kullanımı ve yaygınlaşması sınırlı olan bu ürün yerine günümüzdeki plaklar yani seri üretim olanlar, daha kolay kullanım sağlıyor ve modern teknolojilerle üretiliyor. İnsanlar da daha kolay bulabileceği yeni nesil plakları tercih etmeye başlıyor.

Depolama ve Taşıma: Günümüz plaklarına göre daha ağır ve kırılabilir yapıları nedeniyle dikkatli taşınması gerekir. Günümüz plakları ise daha hafif ve taşıması kolay. Taşıma ve saklama koşulları daha iyi olan yeni nesil plakların yaygınlaşması kaçınılmaz oluyor.

Popülarite ve Erişilebilirlik: Teknolojinin gelişmemiş olduğu dönemlerde popüler olan eski tip plaklar yerini günümüzde dijital medyanın yükselişiyle dijital müzik platformlarına ve dijital indirme/streaming servislerine bıraktı.

Nadirlik ve Antik Değer: Günümüzde koleksiyoncular için nadir ve tarihi değeri yüksek antikalar olarak kabul ediliyor. Bu nedenle antika plaklar, müzik tarihinin bir parçası ve sanatsal değeri olan nadir eserler olarak sanatseverler tarafından aranan parçalar oluyor.

Eski tip plakların günümüz plaklarından farklılıkları ve özellikleri, müziğin geçmişini anlamak ve takdir etmek açısından önemli bir detay. Tarihi anlamları olan kayıtların, sanatçıların performanslarının ve müziğin evriminin taş plaklarda saklanması, kültürel mirasın gelecek nesillere aktarılmasında önemli bir role sahip. Bu sebeple ki müzik tarihini anlamak, eski teknolojiyi değerlendirmek ve taş plakların önemini kavramak, müzikseverler ve tarih meraklıları için güçlü bir bağlantı kuruyor. Antika olarak değer gören bu güzide parçalar değerini görebileceği ellere ulaşabilmesi dileği ile.