Mutlaka izlemeniz gereken 12 başyapıt film
Film geceleri yapmanın tam zamanı! Sıcacık evinde, battaniyenin altında koltuğa kıvrılıp film izlemeyi kim sevmez ki? İzlerken keyfim kaçmasın diyenlerdenseniz hala DVD player kullananlardan olmanız mümkün. Reklamlarla bölünmeyen, teknolojinin azizliğine uğramayan, sevdiğiniz sahneleri tekrar tekrar geri sarabileceğiniz bir film keyfi için de en ideal teknolojilerden biri hala DVD teknolojisi. Bu kadar çabaya da hepsi birer kült olmuş nostaljik filmler yakışır dedik ve hala izlememiş olanlar için mutlaka izlemeniz gereken başyapıt filmleri listeledik.
Er Ryan’ı Kurtarmak
Milenyuma girmeden yapılmış son başyapıtlardan biri Tom Hanks’in başrolünü oynadığı Er Ryan’ı Kurtarmak. En iyi yönetmen, en iyi görüntü yönetmeni, en iyi ses, en iyi ses efekti, en iyi kurgu dallarında Oscar sahibi bu başyapıt, bir grup Amerikan askerinin gözünden anlatılan hikâyeyi konu alıyor. Film 2. Dünya Savaşı’nın tarihi D-Day çıkartması ile başlıyor ve askerler tehlikeli bir özel göreve gitmek üzere bir gemiye bindiriliyor. Askerler, çarpışma sırasında 3 kardeşi de öldürülen Er James Ryan’ı bulmak ve sağ salim evine ulaştırabilmek için düşman hattının ötesine gitmek zorunda kalıyor. Er Ryan’ı Kurtarmak, Yüzbaşı John Miller’ı canlandıran Tom Hanks’in mükemmel oyunculuğuyla zirveye ulaşan mükemmel bir dram.
Esaretin Bedeli
Stephen King’in romanından Frank Darabont tarafından filme uyarlanan Esaretin Bedeli insanın ruhuna işlemeyi başaran nadide eserlerden biri. Morgan Freeman ve Tim Robbins’in içselleştirdikleri oyunculukları izleyiciye de yansıyor. Red (Morgan Freeman) iki kere müebbet cezası almış bir mahkûmdur. Andy (Tim Robbins) ise yanlışlıkla cinayetten mahkûm olmuş sessiz sakin bir bankacıdır. Andy boyun eğmeyen tavrıyla Red in dostluğunu ve saygısını kazanacak, keskin zekâsı ve zorlukların üstesinden gelme azmi ile tüm hapishaneyi değiştirecektir. Andy’nin başkaldıran karakteri sürprizlerle doludur. Üstelik sürprizler filmin sonuna kadar devam eder. Bu filmi izlemeye karar verdiyseniz dünya sinema tarihinin en tatmin edici finallerinden birine tanık olacaksınız.
Büyük Gözler
Büyük Gözler filminde, eşi ve kızıyla birlikte sıradan ama boğucu bir hayat süren Margaret Ulbrich (Amy Adams), bu hayata daha fazla dayanamayarak kızıyla birlikte San Francisco’ya kaçar. Burada hayatta kalabilmek için eşsiz yeteneğini kullanarak yaptığı resimleri sokaklarda satar. Parkta resim yaptığı bir gün, karizmatik bir sokak ressamı sandığı Walter Keane ile tanışır ve kısa sürede evlenirler. Ancak Margaret’in kızından esinlenerek yaptığı büyük gözlü çocuk resimleri büyük ilgi görmeye başlayınca kocası Walter, Margaret’i manipüle ederek bu başarıyı kendi üzerine alır. Walter Margaret’in resimlerini, eşsiz ikna yeteneği ve insan ilişkilerindeki başarısıyla kendi adıyla bir marka haline getirir. Margaret bakalım bu manipülasyona ne kadar izin verecek?
Jurassic Park
Korku filmlerinin kült olmuş efsanesi Jurassic Park tarih öncesi yırtıcı dinozorların aksiyon ve heyecan dolu dünyasında hayatta kalmak için verilen amansız mücadeleyi konu alıyor. 3 seriden oluşan bu filmin son serisinde ünlü Paleontolog Dr. Alan Grant (Sam Neill) tarih öncesi yaratıkların üreme bölgesi olan Sorna Adası’na havadan yapılacak olan ziyarette zengin bir çifte (William H. Macy Ve Tea Leoni) eşlik etmeyi kabul eder. Ancak adaya mecburi iniş yapmak zorunda kalırlar. Çok geçmeden Dr. Grant adada bulunan yaratıkların göründükleri gibi olmadıklarını, tahmin ettiğinden daha zeki, daha hızlı ve daha vahşi olduklarını keşfeder. Yapımcılığını Steven Spielberg’in üstlendiği görsel bir başyapıt olan Jurassic Park 3’te daha önce görülmemiş dinozorlar ve özel efektlerle gerçeküstü bir deneyim yaşayacaksınız.
Ocean’s Eleven
Heyecan ve aksiyonun her an dorukta olduğu zekâ ürünü bir kurgu. Akademi ödüllü yönetmen Steven Sorderbergh’in birçok ünlü oyuncuya yer verdiği Las Vegas’ın ışıltılı dünyasında geçen Ocean’s Eleven‘da başrolleri George Colooney, Brad Pitt, Julia Roberts, Matt Damon gibi başarılı isimler paylaşıyor.
George Colooney’nin canlandırdığı Danny, Julia Roberts’ın canlandırdığı eski karısı Tess karakteriyle birlikte olan bir işadamının kumarhanelerini soymayı aklına koyar ve planlar yapılır. Aksiyon sevenler için zekice kurgulanmış bir oyun. Bakalım kim kazanacak.
Carol
Kitap uyarlaması olan filmleri sevenler için kusursuz bir başyapıt daha. 1950’lerin New York’unda geçen Carol filminin başrolüne, büründüğü her role gerçek bir kimlik kazandıran Cate Blanchett hayat veriyor. Cannes Film Festivali’nde Rooney Mara’ya En İyi Kadın Oyuncu ödülü kazandıran filmin yönetmen koltuğunda Todd Haynes oturuyor. Carter Burwell’in müziklerini üstlendiği filmde, oscar adayı Ed Lachman görüntü yönetmenliğiyle dikkat çekiyor.
Bir mağazada tezgâhtarlık yapan ve daha güzel bir hayat düşleyen Therese (Rooney Mara), yürümeyen evliliğinden bunalmış çekici Carol (Cate Blanchett) ile tanışır. Birbirlerine bağlanan bu iki kadın için eski hayatlarını bir çırpıda geride bırakıp her şeyden uzaklaşmak kolay olmayacaktır.
Şeytanın Avukatı
Al Pacino’nun oyunculuğunun zirvesine ulaştığı filmlerden biri olan Şeytanın Avukatı vizyona girdiği 1997 yılından bu yana sansasyonelliğini korumaya devam ediyor. Başarılı bir savunma avukatını canlandıran Keanu Reeves’e eşi rolünde Charlize Theron eşlik ediyor. Avukat Kevin Lomax, işinde başarılı olmayı o kadar ciddiye alır ki müvekkillerinin suçlu olduğunu bilse dahi onları adaletin elinden kurtarmayı başarır. John Milton adında zengin bir iş adamı ile tanıştıktan sonra New York’a yerleşir. New York’a yerleştikten sonra eşinin yaşadığı psikolojik sorunlarla birlikte Lomax kendini sorgulamaya başlar. İyi ve kötü arasında bir seçim yapmanın irademize bağlı olup olmadığını konu alan film izlemeniz gereken başyapıtlar arasında.
Rezervuar Köpekleri
Bir soygunu merkez alarak soyguncuların psikolojileri üzerinde yoğunlaşan bir kara-film olan Rezervuar Köpekleri’nin başrollerini çarpıcı oyunculuklarıyla Amerikan bağımsız sinemasının yetenekli oyuncuları Harvey Keitel, Steve Buscemi, Tim Roth, Christopher Penn ve Michael Madsen paylaşıyor.
Gösterildiği yıl Sundance Film Festivali’nde olay yaratan filmin yönetmeni ise sinemanın dahi çocuğu olarak kabul edilen Quentin Tarantino.
Çoktan kült statüsüne erişmiş bir modern zamanlar klasiği, usta işi senaryoya sahip bu filmde, Quentin Tarantino’nun ikinci filmi olan Pulp Fiction’da mükemmelleştirdiği döngüsel kurgu tekniğinin ilk işaretlerini görebiliyoruz. Bağımsız filmleri severlerin kült filmler listesinde bir numarada yer alan Rezervuar Köpekleri ustaca planlanan bir soygunun, fiyaskoyla sonuçlanmasını konu alıyor.
Kill Bill
Hazır Quentin Tarantino demişken onun başyapıtlarından biri olan Kill Bill filmini anmadan bir başyapıt filmler listesi yapamazdık. Tarantino’nun büyük beğeni kazanan dördüncü filmi olan, acımasız bir ihaneti ve destansı bir kan davasını konu alan heyecan ve gerilimi yüksek Kill Bill serisinin 2.’sinde Uma Thurman intikamına kaldığı yerden devam ediyor… Soğukkanlı bir intikamcı rolündeki Thurman’ın kendisinin başlatmadığı bu ölüm kalım savaşını bitirmek istiyor. Tüm dünyada ses getiren aksiyon dolu bu film, mutlaka izlenmesi gereken başyapıt filmler arasında.
Otomatik Portakal
Başyapıt filmleri konu alıp da yönetmenliğini Stanley Kubrick’in yaptığı 1971 yapımı Otomatik Portakal’ı anmamak olmaz. Kubrick büyük bir ifade gücü ile o günlerden bugüne değişen dünya düzenini ve bu değişimin insanların üzerindeki farklı etkilerini; insanların suça ve şiddete karşı artan eğilimini ustaca yansıtmıştır. Etkileyici müzikleri ve görselleştirme teknikleriyle konuyu mükemmel bir biçimde aktaran yönetmen tüm bunları sarsıcı bir ders alma öyküsüne dönüştürmüştür.
Leon
Usta oyuncu Jean Reno ve Natalie Portman, profesyonel soğuk kanlı bir katil ile küçük bir kız arasındaki sıra dışı bağı anlatan bu kült filmde bir araya geliyor.12 yaşındaki Mathilda, tüm ailesi öldürülünce Léon’a sığınır ve intikam için kendisine yardımcı olmasını ister. Léon mesleğinin ölümcül sırlarını Mathilda’ya öğretirken profesyonel yanını bir kenara bırakacak, melankolik ve çocuksu yüzünü gösterecektir. Léon, Fransız oyuncu Luc Besson’un yarattığı sinema tarihinin en unutulmaz karakterlerinden biridir.
Yıldızlararası
Mutlaka izlenmesi gereken bir başyapıt da 3 kere Oscar’a aday gösterilen yönetmen Christopher Nolan’dan… Yıldızlararası filmi dünyanın kaynaklarının tükenmesi sebebiyle insanlığın devam edebilmesi için yıldızların ötesinde bir hayat arayan kahramanları konu alıyor.
İnsanlık tarihinin en önemli görevini üstlenen bir grup araştırmacının, insanlığın yıldızların ötesinde bir yaşam sürdürmesinin mümkün olup olmayacağını öğrenmek için başka galaksilere keşfe çıkmasıyla başlayan film son dakikasına kadar nefes kesici bir tempoyla sürüyor.
Bolca vaktim var, çok fazla film izlerim daha çok film önerisi isterim diyorsanız, romantik öneriler sunan “Soğuk Kış Aylarında İçinizi Isıtacak Film Önerileri” başlıklı yazımıza bir göz atabilirsiniz.