ÜST

Hades Kimdir? Yunan Mitolojisinin Ölüler Tanrısı ve Hikayesi

Antik Yunan mitolojisinin en önemli tanrılarından biri olan Hades, efsaneler arasında kötülükleriyle nam salmış bir karakter. Kendisi, ölülerin ve yeraltı dünyasının hükümdarı olarak biliniyor. Hades’in hikayesi, Olimpos Dağı’ndaki diğer tanrılar arasında özel bir konuma sahip olmasının yanı sıra, mitolojik dünyanın da derinliklerine inmemize izin veriyor. Hades, Zeus’un ve Karısı Demeter’in oğlu olarak dünyaya gelmiş. Zeus, kardeşleri Poseidon ve Hades ile birlikte dünyayı paylaşmak için Zeus’un kükreyen bir gök gürültüsüyle hükmettiği kozmik bir kura çekiyor. Bu kurada, Hades yeraltı dünyasını alıyor ve ölülerin ruhlarını yönetmek üzere Styx Nehri’ndeki yeraltı krallığına gönderiliyor. 

Hades’in krallığı, ölülerin ruhlarının gitmek zorunda olduğu Elysium, Tartarus ve Asphodel Meadows gibi farklı bölgelerden oluşuyor. Hades, dünyaya pek fazla çıkmamanın yanı sıra, karanlık ve korkutucu bir figür olarak tasvir ediliyor. Öte yandan, ölümün ve yeraltı dünyasının hükümdarı olarak dikkat çekiyor. Yani insanların ölümü ve ölüm sonrası yaşamları üzerinde büyük bir etkisi olduğu düşünülüyor. Hades’in hikayesi, antik Yunan mitolojisi ve ölüm kavramı hakkında derin bir anlayış sunuyor. Bununla beraber insanların ölüme, ölüm sonrası yaşama ve ölümden sonraki dünyaya olan inançlarını yansıtan bir yolculuğa da davet ediyor.

Hades Kimdir?

Hades, Yunan mitolojisindeki ölülerin tanrısı olarak biliniyor. Adını yeraltı dünyasının kralı olduğu yer olan Hades’ten alıyor. Hades, Titanlardan Cronus ve Rhea’nın oğlu olmanın yanı sıra, Zeus, Poseidon, Hera, Demeter ve Hestia’nın kardeşi de sayılıyor. Yunan mitolojisine göre, dünya üç bölgeye ayrılıyor. Gökyüzü (Olympus), denizler (Poseidon’un kontrolü altında) ve yeraltı dünyası (Hades’in hüküm sürdüğü yer) bu bölgeler arasında bulunuyor. Hades, yeraltı dünyasının yönetimini üstlenerek ölülerin ruhlarının oraya gitmesine neden olan kişi olmuş. Hades son derece karanlık, soğuk ve ürkütücü bir figür olarak tasvir ediliyor. Mitolojiye göre, yeraltı dünyasında, Tartarus adı verilen bir bölümde, suçluların ve kötü ruhların cezalandırıldığı bir yer var. Diğer taraftan, Elysium adı verilen bir bölümde, iyi insanların ve kahramanların ruhları huzur içinde yaşıyor. Hades’in kendisi soluk tenli ve ciddi bir şekilde betimleniyor. Mitolojik anlatılara göre, Hades, ölülerin ruhlarını yeraltı dünyasına getirmek için Styx adlı bir nehrin üzerine inşa edilen bir köprüyü kullanıyor. Bunun dışında mitolojide, Hades’in korumakla görevli üç başlı köpeği olan Cerberus’u da bulunuyor. Hades diğer tanrılarla etkileşim içinde bulunmamakla beraber genellikle yeraltı dünyasında kalıyor. Ölülerin tanrısı olarak, yaşayan insanların ölümüne ve ölülerin ruhlarının kaderine hükmediyor. Hades’in mitolojideki önemi, Yunan kültüründe ölüm ve ölümden sonraki yaşama dair inançlarının bir yansıması oluyor. 

Hades’in Hikayesi 

Antik Yunan mitolojisinde yeraltı dünyasının ve ölülerin tanrısı olarak geçen Hades, hikayesiyle adeta büyülüyor. Zeus’un ve Kronos ile Rheia’nın oğlu olan Hades, Poseidon ve Zeus ile birlikte üç kardeşin arasında bölüşülen dünyayı yönetme görevini alıyor. Hades karanlık, gölge ve yeraltı dünyasıyla ilişkilendirilirken, Poseidon denizleri, Zeus ise gökyüzünü yönetiyormuş. Hades, dünyayı yönetmek için kendisine tahsis edilen yeraltı krallığında ikamet ediyormuş. Bu krallığın merkezi, yeraltı dünyasının başkenti olan ve ölülerin ruhlarının yaşadığı yer olan Erebus’muş. Hades aynı zamanda Tartarus adı verilen bir bölgede kötü ruhları hapsediyormuş. 

Hades’in en bilinen hikayelerinden biri, Persephone ile evlenmesi sayılıyor. Persephone, tarım ve mevsimler tanrıçası Demeter’in kızıymış. Bir gün Persephone, çiçek toplamak için dışarıdayken Hades tarafından kaçırılarak yeraltı dünyasına götürülmüş. Demeter kızını aramaya başlayarak dünyada bitkilerin solması ve ölmesiyle sonuçlanan büyük bir üzüntüye düşmüş. Zeus, Persephone’nin Hades ile evlendiği gerçeğini öğrenince, anlaşmazlığı çözmek için arabuluculuk yapmaya karar vermiş. Sonunda, Persephone’nin yılda altı ayını yeraltı dünyasında Hades’in yanında geçireceği ve diğer altı ayını annesi Demeter ile geçireceği bir anlaşma yapılmış. Bu anlaşma, mevsimlerin döngüsünü açıklamıyor. Persephone yeraltı dünyasındayken, Demeter üzüntüsünden dolayı dünyayı soğutuyor ve bitkileri uyutuyor. Persephone geri döndüğünde ise bahar ve yaz mevsimleri geliyor.

Hades Neden Kötü Biliniyor?

Hades, ölüm ve yeraltı dünyasıyla ilişkilendirildiğinden kötü olarak betimleniyor. Bu tanrı, ölülerin ruhlarını kabul ederek onları yönetiyor. Hades’in neden kötü olarak bilindiği, Yunan mitolojisinin kendine özgü pek çok faktörüne dayanıyor. Öncelikle, yeraltı dünyasının karanlık ve korkutucu doğası, Hades’in imajını olumsuz etkilemiş. Hades, ölülerin tanrısı olarak, yeraltı dünyasında yaşayan gölgelerle ilişkilendiriliyor. Bu durum ise onun halk arasında korkulan bir figür olarak anılmasına yol açmış. 

Hades’in bazı mitolojik hikayelerde kötü eylemlere karışması olarak da biliniyor. Örneğin, eşi Persephone’yi kaçırarak onu yeraltı dünyasına getiriyor. Annesi Demeter’in gözyaşlarına neden oluyor. Bu olay, Hades’in zorla bir kadını alıkoyması ve ailesinin acısına sebep olması nedeniyle olumsuz bir imaj yaratmış. Hades’in yalnızca kötü bir karakter olmadığını belirtmek de son derece önemli. Mitolojide, Hades katı ve acımasız bir şekilde tasvir edilse de, yeraltı dünyasının düzenini sağlama sorumluluğuyla da görevliymiş. Bunun dışında Hades, yeraltı dünyasına kabul ettiği ölülerin ruhlarını koruyarak düzenli bir şekilde yönetiyor. Sonuç olarak, Hades’in kötü olarak bilinmesi, mitolojik hikayelerdeki bazı eylemlerine ve yeraltı dünyasıyla ilişkilendirilmesine dayanıyor. Mitoloji genelde karakterleri birçok farklı yönüyle tasvir ediyor. Yani Hades’in de sadece kötü bir tanrı olmadığını unutmamak gerekiyor.

Hades’in Eşi Persephone’yi Kaçırma Hikayesi

Hades’in eşi Persephone’yi kaçırma hikayesi Yunan mitolojisinin en önemli bir unsuru olan “Hades ve Persephone Efsanesi” olarak biliniyor. Persephone, Yunan mitolojisinde bereket tanrıçası Demeter’in ve Zeus’un kızı olarak geçiyor. Persephone, güzelliğiyle ünlü olmakla beraber toprak, bitki örtüsü ve mevsimlerin sembolünü oluşturuyor. Persephone, gençliğinin büyük bir kısmını annesi Demeter’in yanında geçirmiş ve mutlu bir hayat sürdürmüş. Bir gün, yeraltı dünyasının hükümdarı Hades (Pluto olarak da biliniyor) Persephone’yi görerek ona aşık olmuş. Hades, Persephone’yi yeraltı dünyasına kaçırmak için bir plan yapmış. Bir gün Persephone, çiçek toplamak için arkadaşlarıyla birlikte oynuyormuş. O sırada yerin derinliklerinden yükselen bir karanlık bulut, Persephone’yi birdenbire yutuvermiş.

Demeter, kızının kaybolduğunu fark ederek onu aramaya başlamış. Demeter, kızını çeşitli yerlerde arasa da onu bulamamış. Demeter, keder ve öfke dolu bir şekilde Tanrılar Olimposu’na çıkarak Zeus’a Persephone’nin kayboluşunu anlatmış. Zeus, Hades’in Persephone’yi kaçırdığını itiraf etmiş. Hades, Persephone’yi serbest bırakmayı reddetmiş. Bu durum karşısında Demeter, kızının yeraltı dünyasında kaldığı sürece dünyaya verimli bir mevsimin gelmeyeceğini ilan etmiş. Bu durum insanları ve tanrıları perişan etmiş olmakla beraber bereketin olmadığı bir dünya kıtlık ve açlıkla mücadele etmiş. Bunun üzerine Zeus, arabuluculuk yapmak üzere Hades’in yanına gitmiş.

Sonunda Zeus, Hades’i ikna etmeyi başarmış. Hades, Persephone’nin yalnızca altı ayını yeraltı dünyasında geçirebileceğini ve diğer altı ayını Demeter’in yanında yeryüzünde geçirebileceğini kabul etmiş. Bu anlaşmaya göre, Persephone yeraltı dünyasına indiğinde dünya kış mevsimine giriyor ve yeryüzüne çıktığında bahar ve yaz mevsimleri geri dönüyormuş. Bu şekilde, Persephone’nin kaçırılması ve Hades ile olan evliliği, dünyada mevsimlerin döngüsünü açıklamak için kullanılan bir mitolojik hikayeye dönüşmüş.