ÜST

Efsanevi Futbolcuların İlham Veren Başarı Hikayeleri

Dünya üzerinde milyarlarca kişiyi peşinden sürükleyen, sosyal hayatta birlikte durması belki de mümkün olmayan kişileri bir araya getiren bir spor dalı… Tutkulu, birleştirici ve büyüleyici… Elbette futboldan bahsediyoruz. Futbolun dünyanın en popüler sporu olması, elbette bir tesadüften ibaret değil. Onbinlerce kişilik stadları dolduran taraftar sayısı, sponsor gelirleri, başarılı futbolcuları birer ikona dönüştüren sistemiyle futbol bir spor dalı olmaktan çok ötede; tutkunun oyuna dönüşmüş hali. Milyon dolarlık turnuvalarla, heyecanı hiç dinmeyen ulusal ligleriyle adeta hayatlarımızın vazgeçilmez bir parçası olan yaşam stili.

Tarihi çok eskiye dayanan bu ayak topu oyunu, Avrupa’da keşfedilip tüm dünyayı etkisi altına alan popüler bir spor dalı olana dek efsaneleşen pek çok futbol ikonu yarattı. Yeşil sahalarda top koştururken efsaneleşen futbolcular, pek çoğumuz için futbolcudan ötede birer süper kahraman oldular.

Günümüzün en popüler fotoğraf paylaşımı uygulaması olan Instagram’da en çok takipçi sayısına sahip olan kişi kim dersiniz?

Bu kişi ne bir sanatçı, ne politikacı, ne de bir magazin ünlüsü… Kendisi dünyanın en popüler futbolcusu Cristiano Ronaldo. Futbol, işte böylesine hayatımızın içinde, bizimle birlikte yaşayan, gelişen bir spor türü.

Peki kitleleri bu denli peşinden sürükleyen futbolun tarihinde en fazla yer etmiş efsane futbolcular kimler? İşte yeşil sahaların efsaneleşmiş yıldızları ve ilham veren başarı öyküleri…

1. Pele, Brezilya

1940 yılında Brezilya’nın Três Corações kentinde çiftçi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Edson Arantes do Nascimento Pele, sokaklarda top peşinde koşmadığı zamanlarda ayakkabı boyacılığı yaparak ailesine destek olmaya çalışıyordu. Henüz 11 yaşındayken ülkenin ünlü futbolcusu Waldemar de Brito tarafından keşfedilen ve Sao Paulo’ya götürülerek Santos’un teknik direktörlerine tanıtılan Pele’nin futbol serüveni de böylece başlamış oldu. 1958 Dünya Kupası’na Brezilya takımının yedekleri arasında katılan ve ilk dünya şampiyonluğunu yaşayan Pele, sonraki dünya kupalarında sert savunma anlayışlarının kurbanı olarak ciddi sakatlıklar yaşadı. 1970 Dünya Kupası finalinde İtalya’yı yenerek Brezilya’ya üçüncü dünya kupasını getiren efsane kadroda yer alan Pele, Brezilya’nın kupadaki 100. golünü kaydederek adını futbol tarihine yazdırdı. Daha sonra astronomik bir ücretle New York Cosmos takımına transfer olan efsane, milyonlarca Amerikalının futbola ilgi duymasını sağlayan kişi oldu.

2. Maradona, Arjantin

1960 yılında Arjantin’in Lanus kentinde elektriği ve suyu dahi olmayan bir gecekonduda yaşayan Maradona ailesinin ilk çocuğu olarak dünyaya gelen Diego Maradona, fakir semtinin ara sokaklarında futbol ile tanıştı. Cebollitas teknik direktörü tarafından keşfedilen Maradona, henüz 16 yaşındayken profesyonel kariyerinin ilk adımı olarak Arjentinos Juniors’a transfer oldu. 1979’da Arjantin U-21 takımı ile Dünya Kupası’nı kazanan Maradona, rekor bir transfer ücreti ile Boca Juniors’ın yolunu tuttu. Ancak Boca’da geçireceği zaman yalnızca 1 yıl olacaktı. Futbolun kalbi Avrupa onu bekliyordu. Astronomik bir ücretle Barcelonalı olan Maradona, artık Nou Camp’ta top koşturacaktı. Ne yazık ki bu dönem Maradona’nın sağlık problemlerinin başladığı yıl oldu. Barcelona’da beklenen performansı gösteremeyen Diego Maradona’nın bir sonraki rotası İtalya oldu. Yüksek bir transfer ücreti ile Napoli’nin yolunu tutan Maradona için unutulmaz bir İtalyan rüyası başladı. Maradona, 81 gol ve sayısız asist ile Napoli’ye en parlak günlerini yaşattı. Maradona ile birlikte gelen Serie A şampiyonluğu, İtalya Kupası UEFA Kupası, bugün Napoli Müzesi’sini süslüyor.

3. Ronaldo, Brezilya

Genç kuşaklar için muhtemelen Ronaldo ismi Portekizli efsane Cristiano Ronaldo’yu hatırlatacaktır. Fakat ondan 9 yıl önce Rio De Jenerio’nun kenar mahallerinden birinde dünyaya gelen bambaşka bir efsane daha vardı.

1976 doğumlu Ronaldo Nazario, dünyanın gelmiş geçmiş en başarılı santraforlarından biri olarak gösteriliyor.

1994, 1998, 2002 ve 2006 yıllarında olmak üzere üst üste 4 dünya kupasında Brezilya forması giyen efsane yıldız, bunlardan ikisinde kupa şampiyonluğunu elde etti. Dünya kupalarında efsaneleşen performanslarıyla dikkat çeken Ronaldo, kulüp bazında da pek çok başarıya imza attı. Cruzeiro’da başlayan futbol hikayesi, önce PSV Eindhoven’da ardından Barcelona’da devam etti. İspanya’da geçirdiği sezona gol kralı olarak damgasını vuran yıldız, sonraki sezon transfer olduğu Inter’de geçirdiği sakatlığın ardından Real Madrid’e transfer olarak yine La Liga’nın yolunu tuttu. Real Madrid formasıyla 104 gole imza atan efsane, Avrupa’daki son rotası olan Milan’da ise 9 kez gol sevinci yaşadı.

4. Messi, Arjantin

Yeşil sahaların altın çocuğu Lionel Messi, 1987 yılında Arjantin’in Rosario kentinin fakir mahallerinden birinde dünyaya geldi. Henüz 5 yaşındayken ağabeylerini izlemeye gittiği yerel kulüp maçlarından birinde kadroda eksik oluşunca kadroya dahil edilen Messi, yaşının hayli üzerinde olan performansıyla göz doldurdu. 9 yaşındayken Newell’s Old Boys’a katılan Messi, sadece 1 maç kaybeden efsanevi jenerasyonun yıldızı oldu. 11 yaşına geldiğinde büyüme hormonu bozukluğu yaşadığı tespit edilen bu minik ama yetenekli çocuk, finansal sorunlar yaşayan kulübünün tedavi masraflarını karşılayamaması sebebiyle transfer piyasasına düşüverdi. Bir tenis topunu 113 defa sektirdiği videosunu izleyen Barcelonalı yöneticiler, Messi’yi bir deneme antrenmanına davet edince uzun yıllar sürecek efsanevi bir kariyer yolculuğu da başlamış oldu. Başarılı bir tedavi süreci ile hastalığını yenen Messi, La Liga tarihinin en golcü futbolcusu olmayı başardı. Katalan ekibi ile 26 kupa kazanan Lionel Messi, 5 Ballon D’Or ödülünün de sahibi.

5. Ronaldo, Portekiz

Bir futbol oyuncusundan çok daha fazlası… Hız, kondisyon, zeka ve yeteneğin harmanlandığı olağanüstü bir yetenek.

Elbette yeşil sahaların vücut tanrısı Ronaldo’da bahsediyoruz. 1985 yılında Portekiz’e bağlı Madeira adasının yoksul bir semti olan Funchal’da dünyaya gelen Cristiano Ronaldo, babası tarafından henüz 7 yaşındayken amatör bir takım olan Andorinha’ya götürüldü. 12 yaşındayken adanın büyük takımlarından Nacional’a transfer olan bu çelimsiz çocuk, çok zaman geçmeden Sporting Lizbon yöneticileri tarafından keşfedildi ve annesinin de rızasıyla Lizbon’un yolunu tuttu. İlk yıllarda yoksul bir adadan geldiği ve farklı bir aksanla konuştuğu için alay konusu olan Ronaldo, 2003 yılında Manchester’ı 3-1 yendikleri maçta Alex Ferguson’ın dikkatini çekmeyi başardı. Hemen ardından astronomik bir ücretle Manchester United’a transfer olan yıldız, Premier Lig’te 88 kez fileleri havalandırdı ve UEFA Şampiyonlar Ligi kupasını göğüsledi. 2009’da rekor bir ücretle Real Madrid’e transfer olan Cristiano, rüya gibi geçen La Liga yıllarının ardından şimdilerde Juventus formasıyla Serie A’da top koşturuyor. Cristiano’nun dahil oluşu ile Serie A’nın dünya çapında izleyici sayısını önemli ölçüde artırdığı da istatistikler arasında bulunuyor.

Futbol tarihinin efsaneleşmiş yıldızlarının izinden giden tutkulu bir futbol taraftarıysanız Hepsiburada’da sizi tatmin edecek çok sayıda ürün bulunuyor. Özel seri olarak tasarlanmış futbol topları ile nefis bir koleksiyona başlamak isterseniz futbol topları kategorisine göz atabilirsiniz.

Futbol heyecanı hayatınızdan eksik olmasın!