Son yüzyılın belki de en büyük buluşlarından biri sayılan bilgisayarlar, hayatımızda gitgide daha çok alanda kullanılıyor. Bir zamanlar oda büyüklüğünde olan bu akıllı cihazların şimdi ceplere sığan boyuttakileri mevcut. Hayatın hızlı akışı içerisinde insan yaşamını böylesine kolaylaştıran teknolojik aletlere her yerde ve istenilen her anda ulaşma ihtiyacı doğunca dizüstü bilgisayar fikri ortaya konulmuş. Kendi alanında bu türün ilk örnekleri dediğimiz modeller, zamanla değişime uğramış. Teknoloji alanındaki gelişmeler günümüzdeki hızlı, portatif ve işlevsel cihazların önünü açmış görünüyor.

Dizüstü bilgisayarların geçmişten günümüze nasıl bir değişim geçirdiğine birlikte bakmaya ne dersiniz?

Dizüstü Bilgisayarların İlk Örnekleri

Kaynak: medialib

Konunun uzmanları, ilk dizüstü bilgisayarı 1979 yılında üretilmiş The Grid Compass olarak ele aldı. William Moggridge tarafından Grid Systems Corporation firması adına geliştirilen dizüstü bilgisayar, NASA’nın uzay çalışmalarında da kullanılmasıyla dikkat çekmişti.

İlk dizüstü bilgisayar, sadece 340 KB hafızaya sahip olup, oldukça basit bir ekran teknolojisi kullanıyordu.

80’li yılların başında da kullanılan bu cihaz, yaklaşık 5 kg ağırlığa sahipti. Günümüzde bir kilogram civarındaki halefleri düşünüldüğünde ilk dizüstü bilgisayarın “taşınabilirliği” oldukça sınırlıydı. Intel 8086 işlemci, 320 x 240 ELD ekrana sahip bilgisayarın 8.000 dolarlık fiyatı da günümüzdekilerle kıyaslandığında oldukça yüksekti. Bütün bu olumsuz taraflarına rağmen dizüstü bilgisayarların teknolojik olarak bu kadar ilerlemesinde bu tür ilklerin büyük önem taşıdığının da altını çizmekte fayda var.

Osborne 1, Nisan 1981’de kullanıma sunulan bir diğer dizüstü bilgisayar olarak karşımıza çıktı. Tek taraflı floppy disk girişi bulunan cihaz, 64 KB’lık bir bilgisayardı. Cihazın yaklaşık 1800 dolarlık fiyatı, alternatiflerine oranla daha uygun bir seçenek oluşturdu. Adam Osborne tarafından Osborne Computer Corporation adına piyasaya sürülen bilgisayar, yalnızca 5 inçlik bir ekrana sahipti.

Daha Uygun Fiyatlı Seçenekler

Kaynak: wikimedia

1982 yılında Epson HX-20, “çantanıza sığacak kadar küçük” sloganıyla piyasaya sürüldü. 16K RAM ve 32K ROM’a sahip bilgisayarda kaydırılabilir LCD ekran bulunuyordu. Osborne 1’den farklı olarak HX-20, elli saatte şarj olan nickel-cadmium bataryasıyla dikkat çekiyordu. 795 dolarlık fiyat etiketiyle sunulan bilgisayar, micro cassette sürücüsüne sahipti.

1982’de üretilen bir diğer model Hewlett-Packard HP-75C, tek satılık ekranla kullanıma sunuldu. 16K RAM’i bulunan cihaz, BASIC programlama dilini kullanıyordu. 995 dolardan satışa sunulan bilgisayar, bir kilogramlık ağırlığıyla dikkatleri üzerinde toplamıştı.

Manny Fernandez tarafından geliştirilen Gavilan dizüstü bilgisayar ise Mayıs 1983’te piyasa sürüldü. Teknolojiyle yakından ilgilenen bazı kişiler, bütün özellikleri göz önüne alındığında Gavilan’ın ilk dizüstü bilgisayar olarak adlandırılmasının daha yerinde olacağına karar verdi.

1983’te Compaq Portable raflardaki yerini aldı. Yaklaşık 13 kg’lık ağırlığa sahip olan dizüstü bilgisayarın Intel 8088 işlemcisi, 128K RAM’i ve 9 inçlik bir ekranı bulunuyordu. Tek disketli modeli 3000 dolar; çift disketli modeli ise 3600 dolar civarında bir fiyata satışa sunulmuştu.

90’larda Küçülmeye Başlayan Tasarımlar

Kaynak: timedotcom

Bu seneye kadar başka bilgisayarlar piyasaya sürülse de 1989 yılındaki Apple Macintosh Portable modeli, dikkatleri üzerinde toplamayı başardı. Apple’ın ürünleri arasında en kötülerden biri olmasına rağmen o günlerde 9.8 inç, 640 x 400 çözünürlükte siyah beyaz ekranı ile ilgi çekti. 40 MB hafızası, mouse ile aynı işlevi gören “trackball”ı ve 7300 dolarlık fiyat etiketi, Apple’ın dizüstü bilgisayarınının dikkat çeken yönlerindendi. Estetik olarak çok güzel durmayan bilgisayar, hafızasının az olması nedeniyle de eleştiriler aldı.

1992 yılında IBM, ThinkPad serisi ile oldukça popüler oldu.

Günümüzdeki dizüstü bilgisayarlara tasarım olarak oldukça benzeyen modelde üst kısım, ekran; alt kısım ise klavye olarak düşünülmüştü. Klavye tuşlarının arasında yer alan günümüz ThinkPad ürünlerinde de hâlâ kullanılan ufak kırmızı bir düğme, imleci hareket ettirmeye yarıyordu.

1996 senesinde Toshiba Libretto, ufak boyutuyla dikkatleri üzerinde topladı. 840 gram ağırlığındaki bilgisayar, Windows işletim sistemi kullanıyordu. Portatif yapısıyla o tarihe kadar üretilen bütün bilgisayarlardan ayrılmayı başarmıştı. 2000’li yıllara gelindiğinde dizüstü bilgisayarlar, tekrar büyümeye başlayacaktı.

2000’li Yıllardan Günümüze Modern Dizüstü Bilgisayarlar

2003’te DELL markası, dizüstü bilgisayar piyasasını oldukça etkiledi. “Dostum, bir Dell sahibi oluyorsun.” sloganını tercih eden marka, oldukça geniş bir kullanım alanına kavuştu. Bu aşamadan itibaren dizüstü bilgisayarlarda hafiflik ve incelik ön plana çıkmaya başladı. Renkli tasarımların yerini gri tonlar alırken, ekran teknolojilerinde de önemli adımlar atıldı.

2008 yılında dünyanın en ince dizüstü bilgisayarı Apple MacBook Air, oldukça ilgi gördü.

MacBook Air’de ince tasarım için disk sürücüsü, ethernet portu ve diğer girişlerden feragat edilmişti.

Bazı kullanıcılar, bu girişlerin kaldırılmasını gereksiz olarak görüyordu. Pil ömründen taviz vermemesine rağmen beklenenden yavaş ve pahalı olması, bazı kullanıcıların şikâyet etmesine neden oldu. Yine de Apple’ın ürünlerinde uyguladığı iddialı değişiklikler, ileride bazı teknoloji firmalarını da etkiledi. Zamanla çoğu dizüstü bilgisayar üreticisi, disk sürücüsü olmayan modellere yöneldi.

Takvim 2012’yi gösterdiğinde Microsoft Surface, yavaş ve biraz sorunlu olarak piyasada gözüktü. Dizüstü bilgisayar ve tableti aynı cihazda birleştiren firma, yaptığı geliştirmelerle alanında başarılı olmayı başardı. Microsoft, geleceğin bilgisayarlarının bu iki türün birleşimi yönünde olacağına kanaat getirse de Apple, bilgisayar ve tablet cihazlarını birbirinden ayrı olarak üretmeye devam ediyor.

İlk örneklerine oranla oldukça gelişme gösteren dizüstü bilgisayarların geleceğinin nasıl olacağını ise zaman gösterecek.

Birçok çeşit arasından kendinize uygun olan bir dizüstü bilgisayar için siz de Hepsiburada’yı ziyaret edebilirsiniz.