
Çalışma Odası Dekorasyonu İçin İpuçları
“En güzeli evden çalışmak” diyor, ancak çalışma odanızı konforlu ve verimli bir ofise dönüştürmekte zorlanıyor musunuz? Öyleyse ihtiyacınız olan tüm bilgiler için bu yazıya göz atabilirsiniz…
Gelişen teknoloji iş hayatında da yeniliklere yol açıyor. Akşam 8 sabah 5 mesaisi yapmak istemeyenler internet üzerinden ev ortamında çalışabileceği işler üzerine yoğunlaşıyor. Evden yapılabilecek iş sayısı oldukça fazla! Ancak verimli sonuçlar elde edebilmeniz için çalışma ortamınızın belli kriterlere uygun olması gerekiyor. Çalışma odasının olmazsa olmazı konsantrasyon. Bu nedenle dikkat dağıtıcı unsurların bulunması çalışma odasının amacına ters düşüyor. Ancak dekorasyonda dikkat dağıtan nesnelere yer vermemek, hiçbir detayın bulunmadığı düz mekanlar oluşturmanız gerektiği anlamına gelmiyor. Aksine özenle seçilen bazı detaylar, çalışma odasında motivasyonu artırıyor. Bu noktada önemli olan yapacağınız seçimlerin psikolojik karşılıklarına hakim olmak. Dolayısıyla seçmiş olduğunuz aksesuarların formlarından renklerine, boyutlarından sıklığına her bir detayın mekanda oluşturduğu etki hakkında bilgi sahibi olmanız gerekiyor. En önemli adımlardan biri de mobilya seçimi. Bazı mobilyalar çalışma odasında aradığınız konforu sağlamakta yetersiz kalabiliyor. Bazen de tam tersine fazla konforlu mobilyaların tercih edilmesi enerjinizi düşürerek sizi çalışma yerine dinlenme moduna sokuyor. Çalışma odası dekorasyonu yaparken bu ince nüansların farkında olursanız daha verimli vakit geçirip daha kısa zamanda daha iyi işler çıkarabileceğiniz çalışma alanları oluşturabilirsiniz. İşte etkili bir çalışma alanı elde etmek için faydalanabileceğiniz 10 ipucu…
Çalışma odasında nelere ihtiyacınız var?
1.İhtiyacınız Olan Mobilyaları Listeleyin
Çalışma odasında nelere ihtiyacınız var? Öncelikle buna ilişkin bir liste yaparak mobilya seçimine başlayabilirsiniz. İlk olarak çalışma alanının temel öğesi masa modellerine göz atın. İhtiyaç duyduğunuz çalışma alanının genişliği, masayla ilişkili bir depolama alanının sizin için gerekli olup olmadığı gibi unsurlar masa seçiminizde belirleyici özellik taşıyor. Mimar ve mühendisler büyük proje çizimleri için geniş ve eğimli masa modellerine yöneliyor. Sadece bilgisayar üzerinden çalışmalarını sürdürenler içinse küçük çalışma masaları yeterli oluyor. Masaüstü bilgisayar kullananlar, ürün dahilinde tablanın haricinde bilgisayar kasasını konumlandırabileceği uygun bir alana ihtiyaç duyuyor. Bazıları ise çift ekran çalışmak durumunda olduğu için kademeli yüzeylerin bulunduğu masaları tercih ediyor. Görüldüğü gibi sadece bir masa üzerinden bile çalışma alanına ilişkin yapılabilecek seçimlerle ilgili çok sayıda varyasyon ortaya çıkıyor. Diğer mobilyalarda da benzer durumlar göz önüne alındığında mobilya seçiminden önce tüm gereksinimlerinizi listelemek ürünler arasında tercih yapmanızı kolaylaştırıyor.
2. Sandalye Seçiminde Konfor İkinci Planda
Çalışma odası denilince ilk akla gelenlerden biri dönen sandalyeler oluyor. Her ne kadar kullanıcıların hareketlerinde gerekli esnekliği sağlayan bir mobilya olsa da bazı bireyler çalışırken bu tip sandalyelerle rahat edemiyor. Dolayısıyla sandalyenizin dönen/hareket eden veya sabit bir sandalye olması tamamen isteğinize bağlı… Ancak çalışma anında alışkanlık haline gelen duruş bozuklukları sağlığınızda kalıcı hasarlar oluşmasına sebep olabiliyor. Bu yüzden postürünüzün bozulmaması için ergonomik tasarıma sahip, konforlu çalışma sandalyelerini kullanmanız gerekiyor. Sandalye yerine koltuk tipi rahat oturma elemanlarının kullanıldığı durumlarda hayal ettiğiniz kadar verimli çalışmanızsa neredeyse imkansız… Bu nedenle çalışma sandalyelerinde konfor konusunda aşırıya kaçmamak gerekiyor.
3. Kitapsız Çalışma Odası Olmaz
Kitapseverler genellikle sahip olduğu kitapları sergilemekten mutluluk duyuyor. Ancak açıkta kalan kitaplar aşırı toz tutabiliyor. Bu durumu çözüme ulaştıran tasarımlar kitap kurtlarının dikkatini çekiyor. Özellikle cam kapaklı kütüphaneler toz problemini çözmenin yanı sıra mekana kattığı ağır hava ile adından söz ettiriyor. Bu tip kütüphanelerde kitaplık olarak kullandığınız rafların üzerine LED ışıklar yerleştirirseniz mekanın atmosferini tamamen değiştirebilirsiniz. Sabit bir mobilya olarak kitaplık satın almak istemiyorsanız farklı boyutlarda rafları uygun bir duvara monte ederek kitaplık yerine kullanabilirsiniz. Ayrıca birkaç rafın belli bir şekilde bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş hazır kitaplıklar da piyasada mevcut. Bu tip ürünlerin haricinde daha yaratıcı çözümler üretmek isterseniz meyve kasaları gibi farklı günlük nesneleri raf haline dönüştürerek kitaplık yerine kullanabilirsiniz.
Çalışma odası, belki de zihniniz gibi kolaylıkla dağılan bir alan.
4. Dağınıklıktan Uzak Durmak İçin Akılcı Depolama Çözümleri
Çalışma odası, belki de zihniniz gibi kolaylıkla dağılan bir alan. Ama işinize rahatlıkla odaklanmanız açısından en azından masanızın düzenli olmasında her zaman fayda var. Kağıt, kalem, defter gibi etrafa dağılmış kırtasiye ürünleri, üst üste binmiş kitap yığınları arasında aradığınızı bulmak da zor olacağından çekmeceli ofis kesonlardan faydalanabilirsiniz. Yer sıkıntısı çekiyorsanız masanızın üstüne istifleyeceğiniz modern tasarımlı kutular ya da duvara kolaylıkla monte edilebilen raflar da işinizi görecektir. Hem dekoratif açıdan odanıza renk katan hem de dağınıklığı toplamanıza yardımcı olan duvar rafı modellerini Hepsiburada’dan inceleyebilirsiniz.
5. Performansınızı Artıran Doğru Renk Seçimleri
Çalışma odasında konsantrasyonu artırabilmek için enerjinizi yüksek tutmalısınız. Bunun için iç mekan tasarımında enerjinizi yükselten en önemli unsur, kullandığınız renkler! Duvarlardan döşemeye, mobilyalardan en küçük detaylara varıncaya kadar bulunduğunuz mekandaki her bir nesnenin rengi psikolojiniz üzerinde son derece etkili. Örneğin nötrleyici ve dinlendirici etkisi ile bilinen gri, yatak odalarınız için ideal olmasına rağmen çalışma mekanlarında enerjinizi düşüren başlıca renkler arasında yer alıyor. Buna karşın sarının odaklanmayı kolaylaştırdığı ve kişiyi dinamik bir moda soktuğu biliniyor. Dolayısıyla çalışma mekanlarında sarı ve tonlarına yer vermek hem konsantrasyonu hem de hareketliliğinizi artırıyor. Stresli bir çalışma ortamına sahipseniz mavi ve yeşil tonlarının rahatlatıcı etkisi bu stresin üzerinizdeki etkisini azaltmada büyük önem taşıyor. Kırmızı tonları hem iştah açan özelliği hem de içinizdeki öfkenin dışarı çıkmasına neden olduğundan dolayı çalışma odalarında pek tercih edilmiyor. Melankolinin rengi olan mor, zaman zaman sizi duygusal olarak aşağıya çekebiliyor. Ancak yaptığınız çalışmalar tasarım, müzik, resim, heykel gibi yaratıcılık gerektiren konular üzerineyse çalışma mekanlarınızda açık mor tonlarını kullanmak sizi romantik bir atmosfere sokarak hayal gücünüzü kullanmanıza yardımcı oluyor.
6. Renkler Arasında Denge Kurun
Çalışma odasında renk kullanımından söz ederken tek tek renklerin özelliklerinin yanı sıra hangi renkleri ne oranda kullandığınız da çok önemli. Mekanda duygusal ve görsel dengeyi sağlamak adına kontrast renkleri bir arada kullanabilirsiniz. Örneğin %70 oranında sarı renginin hakim olduğu bir çalışma ortamına sahipseniz %30 oranında açık mor ve gri tonlarına yer verebilirsiniz. Daha net bir örnek vermek gerekirse sandalye, koltuk döşemeleri, perdeler ve halıda sarı tonları ağırlıklıysa kanepe minderlerinde veya halı ve perde desenlerinin içinde çok baskın olmayan mor tonlarına ve grilere yer verebilirsiniz. Bu noktada renk tonlarına dikkat etmelisiniz. Beyaz oranı artırılarak daha pastel tonlara, siyah oranı artırılarak da aynı rengin daha koyu tonlarına ulaşabilirsiniz. Parlak renkler iç mekanda aşırı kullanıldığında gözünüzü yorabilir ve hiç istemediğiniz bir görsel etki oluşturabilir. Ancak pastel tonlara geçiş yaptığınızda daha minimal ve estetik sonuçlar elde edebilirsiniz. Böylece dikkat dağınıklığı yaşamadan motivasyonunuzun artmasını sağlayarak daha verimli çalışabileceğiniz mekanlar oluşturabilirsiniz.
Doğrudan aydınlatan bir masa lambası kullanmak hayatınızı kolaylaştırıyor.
7. Parlak Fikirler için Doğru Aydınlatmayı Bulun
Çalışma odalarında motivasyonunuzu ve üretkenliğinizi etkileyen unsurlardan bir diğeri de mekanın aydınlatması… Seçmiş olduğunuz aydınlatma elemanlarının sahip olduğu formlar, bu aydınlatma elemanlarına uyumlu ampuller, ışık rengi ve miktarı performansınızı doğrudan etkiliyor. Genellikle dinlenme mekanlarında tercih edilen sarı ışık, çalışma odalarında enerjinizi aşağı çekebiliyor. Beyaz ve gün ışığı renginde ışık veren aydınlatma elemanları ise çalışma odasında kendinizi daha dinamik ve aktif hissetmenize yardımcı oluyor. Okuma ve yazma faaliyetleri sırasında da göz yorgunluğunuzu minimuma indirmek için beyaz ışığı tercih etmelisiniz. Aydınlatma elemanlarına geldiğimizde ise mekanın genelini aydınlatmak için kullanılan bir avize veya köşe lambasının yanı sıra çalışma ortamını doğrudan aydınlatan bir masa lambası kullanmak hayatınızı kolaylaştırıyor. Böylece çalışırken ışık kontrolü için ayağa kalkmanıza gerek kalmıyor. Masa lambasından gelen ışığın kontrolü daima elinizin altında oluyor. Işık renginin yanı sıra aydınlatma elemanının görünümü de konsanstrasyonunuzun bozulmaması açısından önem taşıyor. Yoğun renk ve desenlerin hakim olduğu aydınlatma elemanları gereksiz bir şekilde dikkatinizi çektiği için konsantrasyonunuzu bozabilir. Bu nedenle daha sade ve düz aydınlatma elemanlarını tercih etmenizde fayda var!
8. Boş Duvarlarınızı Not Defterine Dönüştürün
Başarıya ulaşan her çalışmanın yolu planlı olmaktan geçiyor. Çalışma odanızda kullanabileceğiniz birtakım aksesuarlar hem sizin daha planlı olmanızı hem de mekanınızın daha estetik bir görünüme sahip olmasını sağlıyor. Planlı olmak denildiğinde ilk akla gelen şey “zaman” oluyor. Zamanı etkin yönetmek için çalışma odanızın tasarımına uygun bir saat edinebilirsiniz. Ardından günlerinizi planlamak için kullanabileceğiniz çeşitli dekorasyon elemanları bulabilirsiniz. Ancak biraz nostalji yapmak isterseniz, çalışma odanızdaki boş bir duvar yüzeyini kara tahta boyasıyla boyayabilir, bu tahtayı ajanda yerine kullanabilirsiniz. Öğrencilik günlerinde olduğu gibi tebeşirle tahtaya not alarak planlı olmayı daha eğlenceli bir hale getirebilirsiniz. Sizin için önemli olan tüm not ve hatırlatmaları yazabileceğiniz bu duvarlarla kendinize özgü bir çalışma odasına sahip olabilirsiniz. Canınız sıkıldığında bu duvara çizeceğiniz desenlerin sizi birçok sanatsal tablodan daha iyi motive edeceğine emin olabilirsiniz.
Yoğun hayat temposunda unutabileceğiniz toplantılar ve çeşitli hatırlatmalar için her an sayfa sayfa ajanda karıştırmanıza gerek yok. Kara tahtaya alternatif olarak duvar üzerine gerdiğiniz iplerle kendi notluğunuzu oluşturabilirsiniz. Piyasada satılan minik mandallarla bu iplere tutturacağınız küçük notlar, sizi günlük yapılması gereken işler için motive edecektir.
9. Doğa ile Bağlarınızı Koparmayın!
Çalışma odası tasarımında doğa ile bağlarınızı sıkı tutmak motivasyonunuzu artırmakla birlikte üretkenliğinizi olumlu yönde etkiliyor. Çünkü doğa ve bitkilerle ile iç içe çalışmak birçok insana iyi geliyor. Bu nedenle yapay bitkilerle bile olsa çalışma odanızda yeşile yer vermenizde fayda var. Üzerinizdeki stresten kurtulmanıza yardımcı olan küçük yeşil detaylar; psikolojik olarak daha iyi nefes alıp vermenize ve kendinizi daha iyi hissetmenize yardım ediyor.
10.Bunlardan Uzak Durun!
Çalışma odalarında kullanılması pek uygun karşılanmayan başlıca aksesuarlar arasında aynalar yer alıyor. Dikkat dağıtıcı özelliği ile çalışma odasının fonksiyonundan tamamen uzak olan aynalar; evinizin diğer bölümlerine daha çok yakışıyor.
Ayrıca ev ortamında aktivite alanlarını birbirinden ayırmak bireylerin psikolojisi ve alışkanlıkları üzerinde son derece etkili… Bu nedenle çalışma alanlarında televizyon ve oyun konsolları gibi eğlenceye yönelik eşyalara yer vermemeniz gerekiyor. Bu tip eşyaları oturma odası, oyun odası gibi farklı mekanlara taşıyarak çalışma odasında sadece çalışma ve okumaya dair nesnelerin bulunmasına özen göstermenizde fayda var. Aksi takdirde hem yetişkinlerin hem de aynı evde yetişen çocukların mekan ve aktivite algısında sıkıntılar yaşayabilirsiniz. Özellikle küçük çocukların ev içindeki belli mekanları fonksiyonuna uygun olarak tanıması büyük önem taşıyor. Çocuklar için oyun ve çalışma mekanlarını birbirinden ayırmak ilerleyen zamanda çocuğun ders çalışmak istememesi, ders saatinde oyun oynamaya çalışması gibi problemleri henüz oluşmadan ortadan kaldırıyor.