ÜST

Birlikte Uygulanabilecek Dekorasyon Stilleri

Söz konusu dekorasyon olduğunda tek bir stile bağlı kalmak sınırlayıcı olabilir. Belki eşiniz geleneksel stilden yana, siz ise evinizde bohem bir stil yaratmak ya da vazgeçemediğiniz antika bir mobilyaya son derece modern bir dekorasyonun içinde yer vermek istiyorsunuz… Sebebi ne olursa olsun, dekorasyon stillerini karıştırmak tahmin ettiğinizden çok daha eğlenceli ve kolay!

Modern, İskandinav, minimalist, gotik, bohem… Aslına bakarsanız bunlardan çok azı için “katışıksız, saf bir stil” denilebilir. Çoğu dekorasyon stili farklı çağların ve dekorasyon stillerinin karışımından meydana gelir. Tasarım stilleri genellikle tasarımcıların, belli dönemlerin dekorasyon modasında yer alan “en iyi”leri alıp evlere dahil etmesiyle doğar. Bu da demek oluyor ki benzer bir metotla siz de kendi benimsediğiniz stili ortaya çıkarabilirsiniz.

Evinizin bir mobilya kataloğundan fırlamış hissi yaratmasını istemiyorsanız birkaç küçük noktaya dikkat ederek favori stillerinizi zahmetsizce karıştırabilir, uyumlu ve bütünleşmiş görünen özgün bir alan oluşturabilirsiniz.

Sınırlı bir renk paleti belirleyerek başlayın.

Farklı stil ve türleri tek potada eritebilmek için iyi planlanmış bir renk paleti ilk şarttır. Çok fazla renk, odadaki parçaların değerini yansıtmasını engeller ve her bir objenin yalnızca birer parça olarak algılanmasına sebep olur. Dekorasyonu, beğendiğiniz birkaç renk üzerine kurmanız stil bakımından gidilen çeşitliliğe rağmen genel resimde bütünleşik bir etki yaratacaktır. Bunun için birbirine yakın olan tonları tercih edebilirsiniz. Örneğin; süt mavisi, lacivert ve gök mavisi tonlarını içeren deniz esintili bir palet oluşturabilir ya da tam tersi zıt renkleri kullanarak kontrast oluşturmayı tercih edebilirsiniz. Nötr tonlarla birlikte parlak bir rengin farklı tonlarını bir araya getirmek iyi bir fikir olabilir. Daha cesur seçimler yapmak isterseniz petrol mavisi ile sıcak sarı tonlarını birlikte kullanarak vintage bir etki oluşturabilirsiniz. Biraz daha cesur bir hamlede bulunmak isterseniz de mekanı domine edecek İran halısı gibi birçok rengi bir araya getiren bir obje seçerek dekorasyonu toprak tonları ile tamamlayabilirsiniz.

Tuhaf Olanı Odak Noktası Yapın

Çeşitli bir dekor koleksiyonunuz veya eşyalarınızın geri kalanından aykırı görünen bir mobilya parçanız varsa onu saklamaya çalışmayın. Onu mekanın odak noktası olarak kullanın ve odanın geri kalanını “yıldız parçanızı öne çıkarma” fikrini benimseyerek dekore edin. Örneğin, dev bir orta sehpanız varsa halınızın renkleri ile onu ortaya çıkarabilirsiniz. Gotik tarzda kitaplığınız varsa tüm dekorasyonu bunun etrafında kuracaksınız diye bir şart yok! Patchwork halınızı gizlemek için tüm mekanı İskandinav stilde döşerseniz güzel bir objenin benzerlerinin arasında eriyip gitmesine sebep olursunuz. Oysa aynı halının soğuk minimal bir dekorasyonda yaratacağı etki bambaşka olur. Dekorasyonda uyum önemli, ancak her objenin karakterini korumak çok daha etkileyici sonuçlar yaratır.

Favori dekorasyon stilinizi belirleyin ve büyük parçalarda bu stili takip edin.

80/20 Kuralı ile Dengeyi Koruyun

Her şeyden önce, kullanılan tasarım stillerinin birbiriyle bütünleştiğinden, bir arada çalıştığından emin olmak gerekir. İlk olarak tasarımda her bir parçaya kesin bir rol atamak önemli. Bunun için izlenecek en iyi yollardan biri “80/20 kuralı”nı izlemektir. Bu uygulamada yapılacak olan, mekanın tasarımının %80’ini bir stile, %20’sini ise bir başka dekorasyon stiline ayırmaktır.

İç mekan tasarımında odak noktasını oluşturacak renk, mobilya, aydınlatma, döşeme gibi seçimler %80’lik olan stile bağlı kalarak yapılır. Genel tasarımın yaklaşık %20’sini oluşturacak ikinci stiliniz ise daha çok bir arka plan görevi üstlenir. Çeşitli mobilya parçaları, cüretkar aydınlatma armatürleri ve duvar sanatı gibi göz alıcı, vurgulayıcı öğeler bu rolü doldurmak için mükemmel seçimlerdir. Bu kuralı mevcut mobilya ve aksesuarların değerlendirilmesi olarak da uygulamaya alabilirsiniz. Zamanın ötesinde dekorasyonlar yaratan “eklektik stil” tam da bu tarz bir uygulamadır. Kısaca, eski ve yeninin dengeli bir şekilde dağılması ile oluşur. Bu dengede 80/20 kuralından yararlanılacak ise dekorasyonun %80’inde evinizdeki mevcut, tek bir stile ait olan mobilyaları kullanıp geri kalan %20’de ise yeni alacağınız mobilya ve aksesuarları değerlendirebilirsiniz. Böylece favori iki dekorasyon stilinizi dengeli bir şekilde birleştirebilirsiniz. Lake bir masanız varsa bir moğol halısı ile bir araya getirmeyi düşünebilirsiniz. Taş veya mermer gibi doğa dokulu bir orta sehpanız varsa yumuşak deri berjerler ile bir araya getirmeyi düşünebilirsiniz. “Sert bir sisal halınız mı var?” Bunu, kadife bir kanepe ile birleştirebilirsiniz. Tıpkı Yin ve Yang gibi; sert ile yumuşak, parlak ile mat… Bu kadar kolay! Bu dekorasyon stilinin en güzel yanı, her objede kendinize ait bir şeyler yansıtmanıza izin vermesi, dekorasyonda belki de hiç olmadığınız kadar özgür olma imkanı sunmasıdır.

Birbiriyle İlişkili Stilleri Bir Araya Getirin

Birçok farklı tasarım stili aslında birbirleriyle oldukça kolay bir şekilde bir araya getirilebilir. Örneğin, Uzak Doğu stilinin şık ve akıcı çizgileri, çağdaş stillerin temiz, düz çizgileri için mükemmel şekilde tamamlanır. Son derece gösterişli olan altın varaklı 14. Louis berjerleri çağdaş bir kanepe ile eğlenceli bir kontrast yakalar. Şayet daha temkinli ilerlemekten yanaysanız yapacağınız en iyi şey, klasik stildeki bir odaya çağdaş stili eklemek olacaktır. Bu iki stilin çatışmasının çarpıcı bir etki yaratması kaçınılmazdır. Örneğin, süslü kenarlı parlak zeminler eviniz boyunca gösterişli bir iz oluşturarak çağdaş stildeki objelerin getireceği yumuşak ve sanatsal etkiye temiz bir zemin sağlar.

Bohem stili benimseyenler için izlenebilecek en iyi yol 80’ler esintilerinden yararlanmak olacaktır. Bohem tarz, bilinenin aksine belli bir döneme bağlı değildir. Birçok kişi goblen duvar halısı, yer minderi ve sedir gibi objeleri 1960’ların ve 70’lerin hippi hareketi ile ilişkilendirir. Bohem dekorunda yeni bir soluk yaratmak için yumuşak, toprak tonlardaki orta çağ mobilyalarını 80’lerin “art deco” stili ve parlak renkleri ile birleştirebilirsiniz. Daha ilginç bir tablo için bohem ile gotiği bir araya getirebilirsiniz. Gotik gibi karanlık ve karamsar bir stilin esintileri, bohemin hayat dolu etkisi ile yan yana geldiğinde oldukça çarpıcı ve atmosferi derinleştirici bir etki yaratacaktır.

Dekorasyon yaratırken en önemlisi, nesnelerin ölçeği ile oynamayı öğrenmektir.

“Nesnelerin ölçeği tam olarak ne anlama geliyor?” Ölçek, objelerin birbiri ile oranını ve karşılaştırmalı boyutlarını ifade eder. Örneğin, ince bir yan sehpa, iki kişilik minimal bir kanepe gibi zarif objeler; yuvarlak ayaklı orta sehpa ve püsküllü kadife kanepe gibi daha ağır görüntüye sahip olan mobilyaların yanında iyi görünme eğilimindedir. Mühim olan bir denge oluşturmaktır.

Kendisi Zaten Karıştırılmış Bir Stil Olan Japandi ile Tanışın

Geleneksel ile minimalizmin buluşma noktası… İsminin de çağrıştırdığı üzere Japon ve İskandinav stillerinin birleşiminden ortaya çıkan Japandi, karışık stilde bir dekorasyon oluşturmak konusunda “güvenli sularda yüzme” imkanı sunar. Son yıllarda moda olan iki etnik esintili stilin en iyi özelliklerinin bir araya gelmesi ile ortaya çıkar. Japon estetiğinden ödünç alınan kusurluluk ve sadeliği ifade eden Wabi-Sabi’nin prensibiyle Nordic tasarımcıların pratiklik ve şıklık tutkusunu birleştiren Japandi; kültür, coğrafya ve tasarım alanlarında güçlü bir alaşım olarak karşımıza çıkmaktadır.

İskandinav tarzı, ev dekorasyonunda trend halini aldığında tasarımcılar, açık renkli parkelere tutku ile bağlanmıştı. Zen ise dekorasyon sahnesini doğal ahşap ile doldurarak daha da güçlendi. Bu iki malzemenin oluşturduğu kontrast beklenmeyecek kadar iyi sonuç verdi. Japandi çoğunlukla keresteye dayalı gibi görünebilir ancak taş, seramik ve organik tekstil ürünleri de bu dekorasyonda azımsanmayacak kadar geniş yer kaplar. Japandi estetiğinde İskandinav stilinin nötr-soluk tonları, Japon stilinin zenginliği ile birleşerek temiz çizgiler ve minimal alanlar ortaya çıkarmaktadır. Ev dekorasyonunda öne çıkan üstün estetik ve işlevselliği göz önünde bulunduran bu stili bir fikir kaynağı olarak da kullanabilirsiniz.