
Bir Başka Kültür: Hong Kong
Hong Kong, Çin’in özel idari bölgesinin güney kıyısında yer alan İnci Nehri (Zhu Jiang) ağzının doğusunda yer alır. Bölge kuzeyde Guangdong eyaleti ve doğu, güney ve batıda Güney Çin Denizi ile sınırlanmıştır.
Aslen 1842’de Çin tarafından Büyük Britanya’ya devredilen Hong Kong Adası, Kowloon Yarımadası’nın güney kısmı ve 1860’ta devredilen Taş Kesiciler Adası (şimdi anakaraya katıldı) ve tümü 1898’den 1997’ye kadar 99 yıllığına Çin’den kiralan 230 irili ufaklı adasıyla birlikte kuzeyde uzanan anakara bölgesi ve yeni bölgelerden oluşur.
Hong Kong’un dünyanın en büyük ticaret ve finans merkezlerinden biri haline gelmesini sağlayan, sürekli ticari büyüme için gerekli olan emek ve diğer kaynakları sağlayan, topraklarının genişlemesiydi. Ancak günümüzde topluluk, alan ve doğal kaynaklar bakımından sınırlı kalmaya devam ediyor ve aşırı kalabalık, ticari dalgalanmalar ve hem sosyal hem de politik huzursuzluklar gibi bazı kalıcı sorunlarla karşı karşıya.
Hong Kong kültürü, güneydoğu Çin’in geleneksel Han Kantonu kültürü ile İngiliz ve Batı kültürünün bir karışımıdır fakat Hong Konglular, Anakara Çin kültüründen giderek daha fazla etkileniyor. Hong Konglular bölgeleriyle ve başarılarıyla gurur duyuyor ve kültürlerini korumak istiyorlar. Bu kültürü tam olarak anlamak; tarihlerini ve mevcut koşullarını anlamayı ve dillerine, geleneklerine, ideallerine, ahlak kurallarına, beslenme biçimlerine ve işlerindeki uygulamalarına aşina olmayı gerektiriyor.
İnsanlar
Yakınlarda yapılan bir araştırmanın sonucuna göre, Hong Kong’da yaşayan insanların yaklaşık %67’si kendilerini Hong Konglu olarak tanımlıyor. Hong Kong’da daimî sakinlerin yaklaşık yüzde 8’i Çin kökenli değil. Hong Kong’da ne kadar süredir yaşadıklarına veya birinci, ikinci veya üçüncü kuşak Hong Konglu olup olmadıklarına bağlı olarak, etnik Çinli Hong Konglularla aynı değerleri ve düşünme biçimlerini paylaşıyorlar ve elbette ülke kültürünün çoğunu da koruyorlar.
Hong Kong kültürü, temel olarak, İngiliz yönetimi döneminde veya Çin yönetimine dönüşten bu yana 22 yıl içinde orada doğan yerli Çinlilerin kültürüdür. İngiliz yönetimi altında, yabancı medyanın etkisi ve birçoğunun iş ve eğitim için seyahat etmesi nedeniyle hem Hong Kong’da hem de yurtdışındaki yabancılarla günlük temasları yoluyla, geçen bir buçuk yüzyıl boyunca, kendilerine özgü bir Batı/Doğu füzyon kültürü ortaya çıktı. Dolayısıyla kültürlerinin Çin, İngiltere ve diğer Batılı ülkelerin kültürlerinin bir karışımı olduğunu söyleyebiliriz.
Çinli olmayan gruplar büyük ölçüde Asyalılardan (öncelikle Filipinliler, Endonezyalılar ve Güney Asyalılar) ve az sayıda Asyalı olmayanlardan (çoğunlukla Amerikalılar, Kanadalılar ve Avustralyalılar) oluşuyor. Çinlilerin ezici bir çoğunluğu Guangdong eyaletinde bulunuyor.
Diller
Günlük davranışları, tavırları ve tutumları açısından Anakaralılar ve yerel Hong Konglular onlarla kısa süreliğine etkileşime giren turistler için bile fark edilecek derecede farklıdır. Onları farklı kılan sadece Kantonca dilleri değildir. Genellikle daha çok gülümserler, daha mutlu görünürler ve toplum içinde daha kibar ve ihtiyatlıdırlar.
İngilizce ve Kantonca resmi dilleridir. Günlük konuşmada Kantonca konuşurlar, ancak diğer Çin dillerini ve lehçelerini de konuşabilirler. Yaklaşık %54’ü de İngilizce konuşmaktadır. Hong Kong halkının yaklaşık yüzde 95’i Kantonca konuşuyor ve yaklaşık yüzde 49’u Çin’in resmi dili olan Mandarin’i konuşabiliyor. Hong Kong halkının yaklaşık yüzde 90’ı evde Kantonca konuşur.
Eğer sizin de Mandarin diline ilginiz varsa Mandarin Çincesi Konuşma Rehberi ve Pratik Sözlük kitabı tam size göre!
Dış Sosyal Etki
Yabancılar Hong Kong’un kültürünü oldukça etkiledi, çünkü on binlerce kişi iş dünyasında yönetici olarak çok fazla etkiye sahipti ve bunların büyük bir yüzdesi öğretmen, kilise mensubu veya hayır kurumlarında ve sivil kuruluşlarda çalıştı.
Ayrıca, İngiliz kontrolü altında olduğu zamanlarda ve daha sonrasında hükümet, insanların günlük yaşamlarında müdahaleci olmayan bir duruş sergilediği için alışılmadık derecede yüksek bir sivil sorumluluk duygusu geliştirdiler. Halka yardım etmek ve toplum refahını teşvik etmek için birçok özel hayır kurumu, topluluk ve sivil kuruluş kuruldu.
Bu kuruluşlar birçok hastane, klinik, yaşlı evleri ve hatta Ocean Park gibi insanlara iyi hizmet eden büyük eğitim ve eğlence tesisleri inşa etti. Ocean Park, dünyanın en büyük ve en popüler eğlence parklarından biridir.
Hong Kong ve Füzyon kültürü
Hong Kong kültürünü anlamak için, Hong Kong’un yarı bağımsız bir bölge olarak nasıl ortaya çıktığını bilmek gerekir. Altta yatan temel kültür, Han halkının geleneksel kültürüdür.
Han etnik grubu, yaklaşık 4.000 yıl önce Çin’in Pekin bölgesinden yayılmaya başladı. Qin İmparatorluğu (MÖ 221-206) birlikleri, MÖ 221 civarında Hong Kong bölgesini fethetti ve bundan sonra bölge, Han, Moğol ve Mançu hanedanlarının toprakları oldu. Bu nedenle, Hong Kong kültürünün çoğu, son iki bin yılda Guangdong Eyaleti bölgesinde gelişen antik Han kültüründen türemiştir.
Din
Hong Kong nüfusunun çoğunluğu bir dine inanmıyor. İnançlı olanlar ise çok çeşitli inançları benimsiyorlar. Çinliler arasında Budizm ve Taoizm’in takipçileri diğer gruplardan çok daha fazla. Her tapınak genellikle bir veya iki tanrıya adanmış olsa da içinde başka tanrı veya tanrıçaların resimlerini bulmak alışılmadık bir durum değil.
Ekonomi
Hong Kong halkı sıkı çalışmaları, hükümet biçimleri ve kültürel idealleri sayesinde dünyanın en zengin şehri ve iş ve finans için dünyanın en iyi şehirlerinden biri olmayı başardı ve bu başarı ülkenin temel değerlerini güçlendirmeye hizmet etti.
Ayrıca ekonominin gelişmesiyle de moda ve zenginlik bilincine sahip oldular. Lüks moda, markalı giysiler, en iyi ve en yeni kişisel elektronikler eşyalar statü sembolleri oldukları için Hong Kong’da oldukça büyük bir yer kaplıyor. Sosyal statü ve hatta kişisel değerler, zenginlik ve yüksek eğitim düzeyi ile belirlendiği için yerel halk, dünyadaki çoğu insanla karşılaştırıldığında son derece sıkı çalışır.
Uzun Yaşam ve Yeme-İçme
Tıbbi hizmetler ve halk sağlığı o kadar iyidir ki Hong Konglular dünyadaki herhangi bir bölge veya ülke arasında en uzun yaşam süresine sahiptir. Hong Kong, son iki yılda bu rakamlarla Japonya’yı geride bıraktı. Hong Kong’da insanlar ortalama 84,5 yıl yaşıyor.
Restoranlar, sosyal toplanma yerleri olarak hizmet ettiğinden ötürü Hong Kong halkı için önemlidir. Yerel halk, arkadaşları ve aileleriyle gruplar halinde yemek yemenin tadını çıkarabilir veya bu restoranlarda işle ilgili toplantılar yapabilir. Temel olarak bu kültürde restorana gitmek sosyal ilişkileri güçlendirir. Tabii ki dünyanın en iyi Kanton restoranları da Hong Kong’da yer alıyor.
Ayrıca bir ev ziyaretindeyseniz ev sahibiyle yemek yerken, ev sahibinin size nereye oturacağınızı söylemesine izin verin, çünkü genellikle yaş, statü ve aile ilişkilerine dayalı bir oturma düzenleri vardır. Ev sahibinin size ne zaman yemeye başlayacağınızı söylemesini de beklemeniz gerekir.
Selamlaşma
Hong Konglular genellikle Batılıları hafifçe el sıkışarak selamlarlar. Birinin evini ziyaret ederken hediye getirmek bir görgü kuralıdır, ancak renkler ve sayılarla ilgili çeşitli gelenekler ve batıl inançlar vardır. Hediyeleri her zaman iki elinizle sunmalısınız, ancak unutmamalısınız ki hediyeler genellikle ziyaret bitene kadar açılmaz.
Bu kültüre bu kadar meraklıyken evinizde Hong kong’u hatırlatacak bir eşya olsun istiyorsanız Fizello Hong Kong mdf tabloya mutlaka sahip olmalısınız.