
Analog fotoğraf makineleri hakkında bilmeniz gereken her şey
Biraz romantik, biraz nostaljik… Analog fotoğrafçılık zamana karşı ayakta kalmaya devam ediyor. Peki analog fotoğraf makineleri hakkında yeterince bilgin var mı?
Teknolojiyle beraber fotoğrafçılıkta da hayâl bile edemeyeceğimiz gelişmeler yaşanıyor. Birbirinden farklı markalar, daha iyisini üretmek, daha keyifli bir çekim sağlamak için adeta bir yarış halindeler. Hatta artık fotoğraf makineleri yanında, akıllı telefonlar da bu alanda yer almaya başladılar.
Yine de hiçbiri anolog fotoğrafçılığın yerini tutamıyor. Dijital dünyanın içine doğanlar için öncelikle analog fotoğrafçılığı açıklayalım:
-Analog fotoğrafçılığı, analog fotoğraf makineleri ile, filmler kullanarak yapılan fotoğraf çekimi olarak özetleyebiliriz. Şimdi biraz daha derinlere inelim ve analog fotoğraf makineleri hakkında bilmeniz gereken her şeyi anlatmaya başlayalım:
1- Her şey senin elinde: SLR makineler
Dijital makinelerden dolayı sık sık duyduğunuz DSLR’ın d’sini kaldırırsak, analog makinelerde de karşımıza bu özellik çıkıyor. Single lens reflex denilen, tek mercek ayna kullanan makinelere SLR makine diyoruz. Bu makinelerde tüm değerleri manuel olarak ayarlarsınız ve vizörden gördüğünüz görüntü çektiğiniz fotoğrafın yansıması olur.
2- Kutu görüntülü TLR’ler
Twin lens reflex yani ikiz mercek ayna olarak isimlendirilen makinelerin çeşidini bilmiyor olabilirsiniz ama mutlaka rastlamışsınızdır. Kutu görüntüleri ile geçmiş zamanın izlerini tasarımlarıyla da taşıyan TLR makinelerde görüntü, hem filme aktarılır hem de fotoğrafı çekerken görebilmemiz için vizöre yansır.
Orta formatta film kullanılan bu makinelerde fotoğraf çekmek, geçmişe yolculuk yapmak gibidir. Hâlâ varlıklarını sürdürseler de daha çok tasarım ürünlerinde, örneğin tişört tasarımlarında, kullanılıyorlar.
3- Ajanların vazgeçilmezi
Özellikle de savaş döneminde gizli ajanların kullanımı için pek çok markanın ürettiği rangefinder, işini sessiz ve derinden halleden bir model. Bu makineler SLR makinelerin aksine görüntüyü vizöre aktarmazlar, haliyle çektiğiniz görüntülerin netliğini anlamanız biraz daha zordur. Bu nedenle makine üzerinde yer alan mesafeyle ilgili ölçüleri ve çekmek istediğiniz objelerin mesafelerini mutlaka dikkate almanız gerekir.
Çok daha küçük ve hafif oldukları için sadece ajanların değil sokak fotoğrafı çekmeyi sevenlerin de favorisi olmuşlardır. SLR makineleri gibi lensleri çıkarılıp değiştirilemezler, ancak geniş açılı oldukları için pek çok açıdan sizi tatmin eden fotoğraflar yakalamanıza yardımcı olurlar.
4- Bas ve çek, hepsi bu kadar!
Analog fotoğrafçılığın bir de daha pratik kısmına bakalım: Point and shot! Bu makineleri 90’ları yaşamış herkes hatırlayacaktır. Pek çok marka o dönemde kullanımı daha kolay ve pratik olan bas çek makine üretti. Çok daha hafif olan bas çekler diğer türlere göre çok daha basittir. Sadece fotoğrafını çekmek istediğiniz objeyi seçip deklanşöre basmanız yeterli.
5- Anı biriktirmeyi sevenler için Polaroid
1945’te Edwin Land tarafından icat edilen makinelerin modası hiçbir zaman geçmedi. Makinenin içinde yerleştirilen ufak bir mekanizma sayesinde, çektiğiniz fotoğrafın anında çıkışını alabiliyorsunuz. Böylece analog makinenin nostaljisini yaşarken anında fotoğraflarınızı eline alabildiğiniz için de uzun ve meşakkatli bir baskı sürecine girmemiş oluyorsunuz.
Her ne kadar ürüne adını verse de Polaroid, son yıllardaki retro çılgınğı ile pek çok markanın yeniden kadrajına giren bir tür oldu. Kodak, Canon, Fujifilm gibi pek çok marka bu türde birbirinden eğlenceli, tasarım harikası ürünler ortaya çıkardı.
Özellikle Fujifilm Instax Mini 9 bu segmentin dikkat çeken ürünlerinden.
Fujifilm’in son yıllardaki atağına karşı ezeli rakibi Nikon’u bir kenarda bırakıp bu alana da el atan Canon da boş durmadı ve Canon Zoemini C Mint’in şık tasarımıyla “ben de varım dedi.”
6- Peki neden bir analog makine kullanmak isteyeyim ki?
Aslında bu sorunun yanıtı tamamen size bağlı. Nostaljik hareketler seviyorsanız ve fotoğrafçılığa da ilginiz varsa deneyebilirsiniz. Üstelik son yıllarda oldukça cool bir imaj çizdiklerini de söylesek yanlış olmaz.
7- Kaç megapikselmiş?
Fotoğrafçılıkta dijital çağa geçişle beraber pek çok kişinin sorarken mantığını bile bilmediği bir soru hayatımıza kabus gibi çöktü desek yeridir: Kaç megapiksel?
Analog makinede bu soru hiçbir zaman gündeme gelmez. Çünkü analog makinelerin herhangi bir megapiksel sınırı olmaz. Tarayıcınız ne kadar iyiyse ya da sizin keyfiniz nasıl istiyorsa çektiğiniz fotoğrafların megapikselleri de öyle olur. Hatta şöyle bir bilgi de verelim: Bugün hâlâ bir fotoğrafın çok büyük boyutlarda baskısı yapılması gerekiyorsa analog makinelerle çekiliyor. Artık gerisini siz düşünün.
8- Anı biriktirmenin dayanılmaz keyfi
Anı biriktirmeyi seviyorsanız, fotoğraflarınız bir kenarda unutulsun istemiyorsanız, sadece kullandığınız uygulamaların zaman zaman “tarihte bugün” hatırlatmalarıyla yetinmek istemiyorsanız ve fotoğraflarınızı karıştırmaktan keyif alıyorsanız analog fotoğraf makinelerinin size göre olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle yeni nesil anında baskı makineleri yanınızdan ayırmak istemeyeceğiniz ürünlerden olacak.
9- Daha uzun ömürlü bir makineye kim sahip olmak istemez ki?
Dijital makinelerde özellikle de ikinci elini almak istediğiniz makinelerde shutter; yani fotoğraf çekim sayısı oldukça önemlidir. Çünkü ne kadar iyi bir makine olursa olsun belli bir sayıdan sonra mekanizma yetersiz kalmaya ve eskimeye başlar.
Oysa analog makineler, paslanmaz çelik ya da dökme demirden yapıldıkları için seneler geçse de hiç bozulmadan çalışmaya devam ederler. Tam da bu nedenle evdeki sandıklardan ya da antika pazarlarından alınan makineler, kolaylıkla sanki yeniymiş gibi çalışmaya devam ederler.
Analog severlerin ortak noktalarından biri de retro tutkusu. Siz de bir “retrosever” olduğunuzu düşünüyorsanız eviniz için retro tasarım önerileri bulabileceğiniz içeriğimize göz atmayı unutmayın.