ÜST
öğretici aktiviteler

Altın Post Efsanesinin İzinde

Sayısız efsaneye ev sahipliği yapan Yunan mitolojisi, kahramanlar ve tanrılar ile doludur. İnsanoğlunun kendisiyle, doğa ve doğa üstü güçlerle mücadelesine sıklıkla tanık olduğumuz efsanelerinden birisi ise Altın Post’un peşinde maceradan maceraya koşan İason ve adamlarının hikayesidir. Birçok esere konu olmuş bu efsane, MÖ 3. yüzyılda Rodoslu Apollonios tarafından kaleme alınmıştır. İskenderiye Kütüphanesi yönetcisi olan Apollonios, Argonautika isimli eserinde bu macera dolu yolculuğa detayları ile yer verir.

Efsane Başlıyor

Efsane, Boetya Kralı Athemas’ın çocukları ile başlar. Çocuklarını çok seven Kraliçe Nephele öldükten sonra kral, tekrar evlenir. Üvey anne Ino, çocukları hiç sevmez ve onlardan kurtulmak için ülkenin verimli tarlalarına zehir dökerek, tanrılar tarafınan lanetlendikleri söyentisini yayar. Kral, halkın kıtlıktan etkilenmemesi için bir yol ararken, İno ve rüşvet verdiği rahipler, tanrıları mutlu etmek için Prens Phrixus ve Prenses Helle’nin kurban edilmesi gerektiğini söylerler. Kral Athemas, bu fikri pek beğenmese de İno ve rahipleri tarafından ikna edilir. Tüm olanları Cennet’ten izleyen öz anneleri Kraliçe Nephele, tanrılara yalvararak çocuklarını kurtarmaları için yardım ister. Tanrılar, Nephele’ye kulak verir ve çocukları kurtarması için Altın Post’a sahip bir koç (Aries) gönderirler.

Altın Post, Yunan mitolojisinde zenginliği, gücü ve iktidarı sembolize eden, değerli bir metafordur.

Koç, çocukları alır ve günümüzün Anadolu topraklarına doğru uçmaya başlar. Ancak; Prenses Helle, Çanakkale Boğazı’nı geçtikleri sırada dengesini kaydeberek düşer ve boğulur. Antik Yunan’da Çanakkale Boğazı’na HellesPont denmesinin sebebi de bu efsanedir. Prens Phrixus, yoluna devam eder ve Altın Postlu Koç, Karadeniz’in doğusunda Kolkhis Diyarı’na ulaşır. Günümüzde Ordu ilinden başlayarak Rusya’nın Karadeniz kıyıları ve Gürcistan sınırlarına denk gelen bu diyar, Antik Çağ boyunca efsanelere konu olmuş; ulaşılması zor ve gizemli bir bölge olarak görülmüştür. Lazların efsanevi kralı ve Güneş’in oğlu olan Aietes’e hediye edilen koç, Zeus’a kurban edilir ve bir ağaca asılan Altın Post, hiç uyumayan bir ejderha tarafından korumaya alınır. Aries Takım Yıldızı’nın, ismini efsaneye konu olan koçtan aldığına inanılır.

Kahramanlar Takımı

Yaşı kemale erince amcasından tahtı devralmak ve Kral olmak isteyen İason’a, kral olabilmesi için Altın Post’u getirme şartı koyan amcası Pelias, bunun bir insan tarafından asla başarılamayacağını düşünür ve bu sayede İason’dan kurtulup tahtı elinde tutabileceğine inanır. Ancak; İason, bu meydan okumayı kabul eder ve âdeta döneminin en ünlü Marvel kahramanlarından oluşan Yenilmezler Takımı’nı kurarak yola çıkar.

Dünyanın en güçlü adamı Herkül, Aşil’in babası Peleus, ünlü kâhin ve büyücü Orpheus, Poldeuskes, Castor ve daha birçok kahraman ve yarı-tanrı, Kral İason’a yoldaş olur.

Ünlü usta Argos’un yaptığı ve Argo ismini verdikleri elli beş kürekli gemileri sayesinde bundan sonra Argonotlar olarak anılacaklarından henüz haberleri yoktur. Gemi ise en az tayfası kadar ilgi çekicidir. Tanrıça Athena tarafından pruvası yontulan geminin çok özel olduğuna ve Tanrıça Athena tarafından konuşma ve kehanet yeteneği ile donatıldığına inanılır. Ege’nin sakin ve durgun sularına alışık olan bu ekip, Karadeniz’in hırçın dalgalarına ve iklimine alışık olmadıklarından, yolculuk boyunca oldukça zorlanır ve kayıplar verirler. Karaya çıktıkları birkaç nadir noktadan birisi ise günümüzde Ordu ili Perşembe ilçesi sınırlarında yer alan Yason Burnu’dur. Buraya kadar sıkılmadan gelen dikkatli okuyucular, efsaneye konu olan esas oğlan ile bölgenin isim benzerliğini hemen fark etmiş olmalılar. Evet, Yason Burnu, ismini genç kahramanımız İason’dan almaktadır.

Kaynak: 2.bp.blogspot

Bölge Çağlar Boyunca İlgi Çekmiş

Perşembe ilçesine 20 km, Ordu-Giresun Havaalanı’na 42 km mesefade olan Yason Burnu, Ordu-Samsun karayolu üzerinde, Çaytepe Köyü sahilinde yer alıyor. Binlerce yıl önce İason ve kahramanların ayak bastığı topraklarda olmak, onlarla aynı yolda yürümek ve aynı manzaraya bakıyor olmak, nefes kesici bir tecrübe. Hayal gücünüz birazcık elverişli ise gözlerinizi kapatıp kendinizi bu efsanevi ekibin bir üyesi gibi düşünebilir; sahilden biraz açıkta demirlemiş Argos’un sizi beklediğini düşleyebilirsiniz.

Bölge, günümüzde yerli ve yabancı turistler tarafından ziyaret edilmekte ve oldukça ilgi çekmekte. Coğrafi konumu ve sahip olduğu doğal güzellik, efsaneden kaynaklanan şöhretini pekiştirmektedir.

2016 yılında 90 binden fazla ziyaretçi ağırlayan Yason Burnu, çok uzun yıllardır önemini koruyan bir bölgedir.

Kaynak: 1.bp.blogspot

MS 3. yüzyılda bölgede yaşayan Hristiyan halkın, İsa’nın doğumu kutlamalarında buraya gelerek “Işıklar Bayramı”nı kutladıkları bilinmektedir. Yason Burnu, günümüzde “Panaya” ismi ile anılan bir kiliseye de ev sahipliği yapmaktadır. 1868 yılında bölgede yaşayan yerel halk tarafından inşa edilen kilise, Karadeniz’de sahil şeridine inşa edilmiş tek kilisedir. 4.000 yıllık taş balık havuzlarına ve kil yatakları ile seramik üretim ve ticaretine ait kalıntılara sahip burun, çok eski tarihlerden beri gözde bir yerleşim ve ticaret merkezi olup, yılda 320 gün boyunca güneşin doğuşunu ve batışını izleme imkânına sahiptir.

Kahramanın Çifte Zaferi

Efsanenin sonunu merak edenler olabilir… Yolculuk boyunca ve Khalkis Diyarı’na vardıktan sonra daha nice macera yaşanmasına ve hatta Eros’un da işin içine girerek oklarını fırlatması ile aşk, ihtiras ve entrika üçgeninde devam etmesine rağmen efsane, mutlu sonla biter ve İason, Altın Post ile birlikte geri dönerek kral olur. Ancak, yanında sadece Altın Post değil; müstakbel kraliçesi Medeia da vardır.