
Akran zorbalığı: Çocukları akran zorbalığından korumanın yolları
Akran zorbalığı günümüzde özellikle ortaöğretim düzeyindeki çocukların sıklıkla karşılaştığı bir problem olmaya başladı.
Akran zorbalığı en genel tanımıyla bir veya bir grup çocuğun aynı yaş grubundaki bir veya birden fazla çocuğa psikolojik, fiziksel ya da cinsel şiddet uygulamasıdır. Akran zorbalığını diğer şiddet türlerinden ayıran en önemli özellik ise sistematik olmasıdır.
Bir çocuğun akran zorbalığına uğradığını fark etmek çoğu zaman zordur. Zorbalığa maruz kalan çocuklar bu durumu uzun süre ailelerinden saklayabilirler. Ancak yaşadıkları deneyim çocukları birçok açıdan olumsuz etkiler ve bu durum sadece zorbalığa uğrayan çocukla sınırlı değildir. Akran zorbalığı, uygulayan çocuğu/çocukları ve etraftaki tanık çocukları da derinden etkilemektedir.
Peki, çocuklar neden zorbalığa başvurur ve çocukları akran zorbalığından korumak için neler yapılabilir, gelin beraber bakalım.
Akran zorbalığının nedenleri
Akran zorbalığının temelinde güç hiyerarşisi yatar. Fiziksel olarak daha güçlü, baskın, bu konuda ün salmış birisinin veya bir grubun daha zayıf gördüğü çocuk veya çocuklar üzerinde uyguladığı sistematik bir saldırı mekanizmasıdır.
Akran zorbalığı fiziksel olabildiği gibi (hırpalama, sıkıştırma, sözlü taciz, eşyalarına zara verme, çarpma, düşürme vb.) siber ortamda da (sosyal medya hesaplarını kullanarak dedikodu çıkarma, adını karalama, fotoğraflarını izinsiz paylaşma, ısrarlı takip ve taciz vb.) gerçekleşebilir.
Akran zorbalığının temel motivasyonu karşı tarafta üstünlük kurma ve korkutma arzusudur. Zorbalığı uygulayan çocuk bu yolla ilgiyi üzerine çeker, kendini iyi ve güvende hisseder.
Akran zorbalığının önemli bir özelliği de taraftar toplamasıdır. Akran zorbalığı uygulayan çocuk bunu ekseriyetle diğer çocukların gözü önünde, onları tanık pozisyonuna sokarak yapar. Böylece taraftar toplar ve ilgiyi üzerinde tutmuş olur. Tam da bu nedenle akran zorbalığını önlemek ve durdurmak için yapılan çalışmalarda sadece uygulayan ve maruz kalan çocuk değil diğer tüm çocuklar da sürece dahil olmalıdır. Tanık çocukların orada olmamayı seçtiği ya da akran zorbalığını uygulayan kişiyi desteklemediğini belli ettiği durumlarda zorbalığın zaman içerisinde sönümlendiği görülmüştür.
Akran zorbalığı tüm çocukları olumsuz etkiliyor
Akran zorbalığına maruz kalan çocukların akademik başarısı belirgin biçimde düşer hatta çocuk okula dahi gitmek istemeyebilir. Çoğu zaman çocuk bu durumdan ötürü kendini suçlar ve ciddi özgüven problemleri yaşar. İlerleyen dönemlerde özgüven eksikliği ve kendini koruyamama hissi tüm hayatını etkileyebilecek bir olguya dönüşebilir. Zorbalığa uğrayan çocukların yetişkinliğe eriştiklerinde kaygı ve depresyon yaşama ve hatta intihar oranlarının daha yüksek olduğu görülmüştür.
Akran zorbalığına başvuran çocukta ise bir ihmal ve özgüven eksikliği olduğu görülmüştür. Çocuk, bu özgüven eksikliğini diğerleri üzerinde egemenlik kurmak yoluyla tatmin etmeye çalışır. Ancak bu geçici bir tatmindir ve çocuk bunu devam ettirmek için zamanla zorbalığın dozunu artırabilir.
Zorbalığa tanık olan çocuklarda da benzer şekilde özgüven kaybı yaşanır. Tanık olan çocuklar kendini koruma/koruyamama hissi ile müdahale edememenin yarattığı acizlik hissi arasında gidip gelirler. Özetle, akran zorbalığı tüm çocukları derinden etkiler ve en doğrusu daha en başından bunu engelleyici mekanizmaları kurmak, çocukları akran zorbalığından korumaktan geçer.
Çocuğunuz ile açık ve güvenli iletişim kurun
Çocukları akran zorbalığından korumanın temelinde çocuklar ile açık ve güvenli iletişim kurmak yatar. Çocuk, başına gelen her şeyi yargılanmaksızın ailesi ile paylaşabileceğini bilmelidir.
Ebeveynler genellikle çocuklarının akran zorbalığına uğramasından korkar ve çocuklarının zorba rolünü üstleneceğini düşünemezler ancak aslında zorbalığı yapan çocuk da aynı şekilde kırılgan bir durumdadır bu deneyimden benzer şekilde mağdur olur.
Akran zorbalığı konusundan bilgi sahibi olun
Öğretmenler ve aileler kimi zaman akran zorbalığını çocukluğun bir parçası olarak görüp normalleştirerek müdahale edilmesi gereken durumlarda müdahale etmeyebilir. ‘Çocuktur yapar’ ya da ‘sizin çocuğunuz da fazla hassas’ gibi cümleler ile akran zorbalığının tespit edilip önlenmesini geciktirebilir.
Öğretmenler, okul yetkilileri, aileler ve hatta sağlık çalışanları akran zorbalığı ve olası sonuçları konusunda bilgi sahibi olmalı, gerekli müdahaleleri yapmaktan çekinmemelidir. Ekinoks yayın grubu tarafından çıkarılan Akran Zorbalığı Etkinlik Kitabı bu konuda yardımcı olabilecek kitaplardan biri olarak karşımıza çıkıyor.
Akran zorbalığı ile ilgili daha fazla bilgi almak ve gerçek tanıklarıyla yaşananlara ve çözüm yollarına derinlemesine bakmak isterseniz Bilge Çevik’in kaleme aldığı Gerçek Tanıklarla Akran Zorbalığı kitabı da bir diğer önerimiz.
Çocuğunuzu dinleyin, okul ile işbirliği halinde olun
Çocuklar açıkça ifade etmeseler bile akran zorbalığının işaretlerini verirler. Aileler bu işaretleri fark ederse yargılayıcı ve zorlayıcı olmadan sadece çocuğun dediğini duymaya ve anlamaya odaklanarak ilerlemelidir.
Akran zorbalığı fark edilmişse aileler okul ile iletişime geçmeli, ne yapılacağına dair beraber bir çözüm planı oluşturulmalıdır. Bu durum çocukların kendi başına çözebileceği bir olgu değildir, bu nedenle ‘sen de ona vur’, ‘sana böyle davranmasına izin verme o zaman’ gibi cümlelerle çözüm bulmanın sorumluluğu çocuğa yüklenemez. Tüm yetişkinler sorumluluk almalı ve çözümün bir parçası olmalıdır.
Akran zorbalığının uygulayıcısı olan veya maruz kalan bütün çocuklar mutlaka psikolojik destek almalı, ancak hiç bir şekilde yol kat edilemiyorsa okulu ve ortamı değiştirmek seçeneği düşünülmelidir.